Biliyorsunuz 24
Haziran seçimlerinin hemen arkasından, Türkiye gündemine bomba gibi düşen bir
kedicik operasyonu var!
Millet seçim
sonuçlarını konuşmadan, tartışmadan; Adnan Oktar’ı konuşmaya, onun
kediciklerinden söz etmeye; basında çarşaf, çarşaf kedicik itirafları okumaya
başladı.
Gelin bugün bizde hep
beraber saçmalama hakkımızı kullanalım.
Nala mıha vuralım!
Ahlaksızlığın zirveye
tırmanışına bir göz atalım.
Millet pür dikkat, bir
Meczubu ve onun çevirdiği ayyuka çıkan ahlaksızlık filmini izlemek zorunda
kaldı.
Şimdi kendi kendimize soralım.
Türkiye'nin (şimdilik)
en yeni örgüt elebaşısı Adnan Oktar bilen var mı?
Gülümsediğinizi görüyorum,
bilmeyen var mı diye sorduğunuzu işitiyorum.
Ben de zaten bu
sorunuzu duymak istiyordum.
Hakkında 2 bin 100
sayfa hazırlık evrakı hazırlanan, sözüm ona cemaat lideri bir meczup, Türkiye'nin gündemini değiştirecek işler başarmışsa; bilmemek, tanımamak ayıp olurdu…
Yıllardır Adnan Oktar, A9
TV'de yaptığı; İslami (?) programlarla tüm Türkiyeyi kediciklerle tanıştırdı.
Birbirinden güzel,
mini etekli genç kızlarla; ekranda çiftetelli oynadı.
Birileri, kadın
memeli hayvandır, kadını kocası dövüyorsa, kadın şükretmelidir derken, o dinci
yobaz ve softaların aksine, kadın giyim
ve kuşamına, kendi penceresinden baktı, yenilik
ve reform yaptı.
Millet şaşkın!
Her gün ekranda şov
yapan, kendince reform yapan, kedicikleriyle her gün sahne alan göz önündeki Oktar,
baktık ki bir sabah terörist zanlısı oluvermiş.
Gariban vatandaş kendi
kendine vaaay canına demeden edemedi.
Aslında
Türkiye cemaatlerin ne olduğunu Türk Milletine Atatürk, 1927 yılında “ Efendiler,
biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu yapılar
din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlı’yı bunlar batırdığı için
yasakladık” demiş ve öğretmişti.
Demem o ki millet
cemaatin ne olduğunu iyi biliyordu, bilmesine de bilmediği akıl edemediği bir
şey vardı. Kim ona koltuk çıktıda, o boğaza
nazır 40 dönümlük bir çiftlik arazisi üzerine Krallara layık villa
konduruverdi?
Yapılan polis
operasyonunda tutanaklara geçen dudak uçuklatıcı suç delili “2 bin 566 dijital materyal, 1 milyon 500 bin lira
değerinde 96 tabanca ve 23 tüfek” ele geçirilmiş.
Oktar’ın mal varlığı; tutanağa
1 milyar dolar olarak yazılmış.
Bir milyar dolar
serveti okuyunca dudağınız uçuklamadı mı?
Üretim
için çalışan işçi, asgari ücrete talim ederken, memur ve emekli dişinin kanını sorarken, terör örgütü kurmanlar ve ajan olanlar
servetiyle normal vatandaşın dudağını uçuklatıyor.
Sizin
dudağınız uçuklamadı mı?
Uçukladı diyenlere bir
önerimiz var!
Gelin rahmetli Demirel yâd edelim ve onun deyimiyle, Oktar bu kadar mal
mülk edinirken gayrı meşru işlerlerle uğraşırken İktidar ve onun başı ne işle
meşguldü diye soralım.
Biliyorsun milletin bilgi edinme hakkı var.
Bizde bu hakımızı kullanalım.
Cevap verirler mi?
Bekleyip hep
birlikte göreceğiz.
Adnan Oktar ve
kediciklerin baş rolünde oynadığı iğrenç diziyi izleyenler daha ne çok rezalet görecek
ve ne kirli çamaşırları seyredecektir.
Elbette yıllardır
yazılan senaryonun, yıllarca çevrilmiş dizi filmin hepsini bu sayfada baştan
sona izleme şansımız olmayacak.
İsterseniz, birkaç kediciğin
kısa metrajlı itirafına göz atalım.
Mesela:
- Damla Pamir ifadesinde demiş ki, “ Bir insanın bakımlı olması,
karşı tarafa da değer verdiğini gösterir. İnsanın Allah'ın tecellisi olarak
kendine, bedenine titizlikle özen göstermesi gerek. Allah da bunun için bir
sürü imkân yaratmış. Peygamberimizin dönemindeki kadınlar da çok bakımlıymış,
kına kullanırlarmış, ruj kullanırlarmış. Bizi görenler başı açık bir kadının da
Müslüman’ca yaşayabileceğini görüyor.”
- Aylin Kocaman: Bu güne kadar yaratılmış
çok yanlış bir Müslüman kadın algısı var, biz bu algıyı kırmaya çalışıyoruz.
Kapalı bayanları da kucaklamak istiyoruz, dekoltelileri de. Hıristiyanları,
Musevileri hatta ateistleri kucaklıyoruz. Dolayısıyla Müslümanlığı doğru temsil
edecek bir görüntü vermemiz gerekiyor.” Falan filan…
İşte dostlar Türkiye’nin gündemine
çöreklenen, basını arkasından koşturan
ya da sürükleyen bir cemaat kuruluşundan bir nebze bahsettik.
Üç numaralı gizli tanığın anlattığı,
çıplak namaz kılma ve çarpık ilişkilerinden hiç söz etmedik.
15Temmuz’da Türkiye’nin yaşadığı kalkışma
olayı ile Adnan Oktar ve kediciklerin anlattıklarını yan yana koyarsanız;
Mustafa kemal Atatürk’ün yaklaşık 100 önce Kurduğu Laik Cumhuriyetin değeri
kendiliğinden gözler önüne serilmektedir.
Türkiye’yi yönetenler, zaman geçirmeden
Cumhuriyetin kuruluş ayarlarına geri dönmeli, Laik demokratik rejime sahip çıkmanın
gerçekliğini görmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder