6 Ekim 2019 Pazar

Yazsam mı Yazmasam mı?



   
                             

Düşünen insan olmak zor dostlar! Teknoloji almış başını gitmiş. Koca dünya, 7 kıta küçülmüş bir köy olmuş.
Nereye gitsen ya bir kuş uçumu, ya da kurşun atımı, dünyayı avucunun içinde taşıyabiliyor, ulaşmak isteyince bir tıkla ulaşıyorsun.
Birkaç hafta önce yolum başkente düştü, gidip gelirken toprağımdan geçtim.
Bizim oraların kaymaklı lokumu, nallı kuzu sucukları meşhurdur. Haşhaşlı çörekleri pek lezzetli, manda kaymağı pek çok ünlü; kaymaklı ekmek kadayıfı ise dillere destan!
Yolculuk ettiğim, Ulusoy otobüs firması, yemek molası verip Kolaylı tesislerinde durunca, dedim ki hadi şu alış veriş merkezini ziyaret edeyim.
Çarşı çok zengin!
Çeşit çeşit lokumlar, Cumhuriyetten, Ahmet İpeğe kangal kangal meşhur sucuklar, müşteri bekliyor.
Üzerindeki etiketin önce resmini çekeyim dedim sonra, laf ederler diye vazgeçtim.
Fabrikalarını sattığımız şekerden üretilen lokumların fiyatlarını görünce dudaklarım uçukladı.
65 ila 80 küsur lira arasında değişik tat ve nefasette lokum, vitrinde müşteri/ ya da alıcısını bekliyordu.
Sucuklar 72, 99 Tl İçine ne koyduklarını merak ettim ve Hemşerim; sucuklarda Sırbistan’dan ithal edilen helal sertifikalı et var mı diye takıldım…
Gülümsemekle yetindi.
Cevap vermedi.
Ben anlayacağımı anlamıştım.
Daha çok üstüne gitmenin bir anlamı yoktu. Bir kilo lokum, aynı AVM de satılan bir kilo petek baldan daha pahalıydı.
Müşterilere baktım, sadece seyrediyor, sonra eli boş geri çıkıyordu. Haa yalan söylemeyim, lokantada tanesi sekiz TL’ye satılan gözlemenin ve de bir bardak çayın alıcısı oldukça çoktu.
İşte memleketin ahvali, hal ve gidişatı böyleyken, TÜİK Eylül 2019’da enflasyonun düştüğünü açıklayıverdi.
Düşüş ve artış oranlarını buraya alıp, canınızı sıkmak istemem.
Hepimiz zaten oynanan orta oyununu yakından izliyoruz.
Varsın, Pişekâr ve Kavuklu ve çok sayıda ki figüran karakter oynamaya devam etsin.
Bizde iPod’umuzu açalım; Âşık Mahzuni Şerif’ten ,
Milletin sırtından doyan doyana,
Bunu gören yürek nasıl dayana,
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana,
Bilmem söylesem mi söylemesem mi” Türküsünü, dinleyelim.
Ve Mahzuni’yi dinlerken, yalanı, dolanı, talanı ciddi ciddi düşünelim. Sonra, Kuran’ın ifadesiyle birazcık akıl edelim. Aklımızla alay edenleri bir köşeye not düşelim.
Ne dersiniz?
Haklı mıyım, haksız mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder