Türkiye, Şırnak’ın Uludere İlçesinde düşen helikopterde kaybettiği
kahramanlarına ağlıyor.
Yalnız
ağlamak mı?
Hayır
hayır!
100 bin
kere hayır.
Ağlamak
ne kelime, millet; isi üstünde çıra gibi yanıyor. Gözyaşı sicim gibi akacak
yer, düşecek yürek arıyor.
Şehitlerimizin
acısı, 80 milyon bağrını yaktı.
Sinesini
dağladı.
Eline
kalemi alan, önünde klavyeyi bulan, milleti gözyaşıma boğan, talihsiz acıyı;
dili döndüğü, kalemi yazdı gibi yaşadı/ acı bitmiyor.
Allah’tan
dileğim, Türk milletine bir daha böyle acı yaşatmaz!
Ben
şairlerin destanlaştırdığı, anaların ağıt yaktığı basının günlerce kahramanlık
öyküsü yazdığı, kazanın
başka bir yüzüne neşter vurmak istiyorum.
Önce siz
sevgili dostlara, kısa bir hatırlatmam var!
Şehit
Yarbay Songül Yakut’a alçakça kurulan kumpas ve verdiği mücadeleyle ilgili;
Yılmaz Özdil’in kaleme aldığı 02 Haziran tarihli makaleyi: mutlaka
okumalısınız. (Songül başlığıyla kaleme alınan Özdil’in yazısı 35290 okuyucu
tarafından paylaşıldı) O
zaman benim yazdıklarımın ayrı bir yeri olacak.
Bu küçük
hatırlatmadan sonra, şimdi esas konumuza dönelim. Hep birlikte başınızı
kaldıralım ve Yakut yarbayın üniformalı fotoğrafına uzun uzun bakalım!
Sır bu
fotoğrafta!
Öncelikle
bu fotoğraf; ben Mustafa Kemal Atatürk’ün, yaptığı İnkılâbım, Türkiye
Cumhuriyetinin aydınlık yüzüyüm, “Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Nesil”
benim diye bağırıyor.
Yakut’un
Fotorafı, üstündeki üniforma, Türk kadınının gerçek yeri ve değerini simgeliyor.
Üniformalı
bu resmi, beyninizin kalıcı belleğine nakşedin; bilinçaltınızın en nadide
yerine oya gibi işleyin ve hiç unutmayın asla unutturmayın!
Hani
Atatürk, “İstiklal Göklerde” demişti ya! İşte Atanın işaret ettiği göklerden
yere düşen Helikopter, bize Türk kadının yerini, gücünü; kimlik ve kişiliğini
bir kere daha hatırlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder