Bu yazı, 2018’in ilk makalesi! Hepimiz biliyoruz
ki, geçtiğimiz yıl Türk milleti için özleyeceği- hasretini çekeceği bir yıl
değildi...
Hani yüzünü görmek istemediğimiz, sesini
duymaktan nefret ettiğimiz insanlar vardır ve o insanlar için yüzünü şeytan görsün deriz ya; İşte 2017’i tamı
tamına öyle gitsin geri gelmesin; yüzünü
şeytan görsün denilecek bir yıldı!
Hem dünya da, hem de ülkemizde, kan hiç
durmadı.
Evlatsız kalan analar, dul kalan eşler, yetim
kalan çocuklar yine ağladı.
Kısaca ifade etmek gerekirse, gözyaşı sağanak yağdı 2017’de, gökyüzü hep bulutlu,
hava hep soğuktu, iliklerine kadar üşüdü kadın, kız,çoluk çocuk bu millet.!
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun
yayımladığı 2017 veri raporuna göre; 409 kadınımız öldürülmüş, 332 kadınımıza cinsel şiddet uygulanmış; ve 387 çocuk cinsel istismarın kurbanı
olmuş.
İşlenen cinayetler,
Yapılan gasp, soygun hırsızlık ve bunun gibi adli olayların istatistiklerini
bulup okumak, hepimize bir tık mesafede …
Arzu eden gerçekleri bilmek, okumak öğrenmek isteyen, görme şansına sahip.
Öyleyse ben neden kadına ve cocuğa cinsel istismar ve kadın cinayetlerini esas
aldım?
Elbette bu önceliğin bir amacı, bir hedefi
var!
Kabul edelim ya da etmeyelim, kendilerini müslüman kabul eden, cemaat,
tarikat ağına düşmüş; Şıh’a- Şeyh’e bağlanmış, araştırmaktan uzak, sözüm ona taklitçi
müslüman: yanlış yorumlanan Kur’an ayetlerini esas alarak kadını; sadece uçkurdan ibret zannediyor.
Anasının, eşinin, bacısının, kızının kadın
olduğunu unutuyorlar. Kadın olmasa, kendilerinin olmayacağını düşünüp, akıl
etecek analizden yoksun.. Bu cümle içine yalnız, eğitimsiz olanla, az eğitimli olan kesim girmiyor;
akademik kariyer yapan okumuş erkekiğim diye kabaran hindiler de dahil!
Düşünebiliyor musunuz?
Devletin
çocuklarımızı eğitsin diye öğretmen
olarak atadığı bir meczup, öğrencisinin eşefman giymesini zina yapmakla eş
değer görecek kadar akıl ve fikir fukarası.
Bir başka Prof. Dr. unvanlı bir bilim
yuvasının Rektörlük makamını işgal eden akıl
yoksunu “Yabancı bir kadının elini tutmak ateşi avuçlamaktan daha korkunçtur”
diyebilecek kadar şuursuz ve idrak yoksunu.
Örnekleri
istediğiniz kadar çoğaltabiliriz.
Mesela Diyarbakır’da, İmam hatip lisesinde okuyan 16 yaşındaki A.D.'ye
cinsel tacizde bulunan öğre(!?)tmen“Bu suçun Allah'ın şeriati doğrultusunda mahkeme edilmesi
gerekir” diyecek kadar ebleh, arsız ve yüzsüz.
Hepimiz, bu cehaletin; sebebini, nereden beslendiğini , çok yakından izliyor
ve yaslandıkları küçük dağları
biliyoruz.
Bilmek yeter mi?
Kesinlikle hayır!
Ne yapacağız?
Mum olup yanacak, güneş olup doğacağız.
Karanlığı hep birlikte aydınlatacağız.
Bu bağlamda,
Cafer iskenderoğlu’nun kaleminden Nisa Suresi-34 ayetin iki
mealini birlikte okuyacak ve değerlendireceiğiz.
İşte ilk Meal
m (TDV) ait!
“Allah'ın insanlardan bir kısmını
diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için
erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar
itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de
namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt
verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün.
Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü
Allah yücedir, büyüktür.”
Kadına şiddeti haklı gösterenlerin, Referans olarak
aldıkları Nisa Suresi 34’cü ayeti Türk diyanet vakfı tırnak içinde ki mana ve dille
çevirmiş.
Cafer İskenderoğlu
“Bu ayette geçen, "Darb, Dürub"
kelimesinden gelen “vadribühün” kelimesini "Dövme" emri olarak
algılayan kaba softalar “Darb” kelimesinin “Kapı” anlamına geldiğinden
habersizlerdir.
Adem yani erkek insan zürriyetinin taşıyıcısıdır. Kadın
ise insan zürriyetini Ademden alıp dünyaya yani beden alemine getiren “Kapı”
dır. 34. ayetinde geçen “medaci” kelimesini “yatak” olarak
manalandırmışlar oysa “medaci” kelimesinin asıl anlamı “kabir”dir yani
"mezar"dır. Bu manalara göre “fil medaciı vadribuhünn”
cümlesinin asıl anlamı; “kabir kapısı”dır. Bu Ayet müteşabih olduğu için “fil
medaciı vadribuhünn” cümlesinin Nisa suresi 34. ayetindeki anlamı da; “İnsan zürriyetini Rahim aleminden Dünya alemine getiren kapı” dır. Çünkü
Rahim alemi Dünya alemine göre “Kabir”dir. Allahu Teala kadına böyle bir
üstünlük ve şerefi bu cümle ile takdir etmiştir.” Diye açıkladıktan
sonra: ayeti yeniden çeviriyor.
İşte
İskenderoğlu’nun çevirisi!
“Allah, idarecileri erkelerin ve kadınların üzerine
üstün kıldı. Onların bir kısmı Allah yolunda mallarından infak ettiler. Allah
onları bu sebeple salihler ve salihalar derecesine yükseltip muhafaza etti.
Allah onları (salih ve salihaları) gaybından süzüp ard arda yüceltti ve onlara
öğüt (ilim) verdi. Bundan sonra kadınlarınıza buğz etmeyin. Onlar ( kadınlar)
(zürriyetinizin) geldiği yolun kapılarıdır. Şüphesiz Allah yücelerin yücesi ve
sonsuzdur.”
Şimdi elimizi
şakağımıza koyalım; iki meali, tekrar tekrar okuyalım ve hangisi Allah’ın bize
buyruğu olabilir diye kendimize soralım.
Ben hiç
düşünmeden, ikinci meal diyorum, ya siz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder