1 Mayıs 2018 Salı

ASLANLI YOL!


             
                                        
Kısa süreli bir seyhate  çıktım. Ankara’da  yaşayan çocuklarımı ve torunlarımı ziyaret ettim. Torunlarım  Ali Efe, Hande Ece ve  Deniz’i  doyasıya sevdim.
Ben çocuklarım ve torunlarımla  hasret  giderir, zaman geçitirken; Türkiye  24 Haziran’da yapılcak baskın seçime kilitlendi.
Baskın seçim kararı  sürpriz mi?
 Elbette  hayır.
Seçime gidileceği zaten biliniyordu.
Siyasetçilerin seçmeni kutuplaştırması, ayrıştırması  aylardan beri devam ediyor.
Yeni olan bir şey yok!
Lakin  baskın seçim ilan edilince; siyaset ve siyasetçiye, her geçen gün daha çok çamur  ve  tezeğe bulaştı.
Ortalık diz boyu  (1)mayıs!
Bu  çamur ve tezek muabettinden nasıl kurtulalım, ya da  bu yüksek gerilimi azaltacak, yok edecek , bir paratuner  nasıl kurarız  diye  düşünürken;  eşim,  Anıtkabir’i gitmeyi, Atatürk’ü ziyaret  etmeyi önerdi.
Bu  öneriye balıklama daldım,  güle oynaya kabul ettim.
Ata’yı ziyaret etmeyeli, kim bilir kaç yıl geçmişti.  
Ben zaman makinesine  takılmış, kendi kendime fikir jimnastiği  yaparken; MP3’te, Yusuf Nalkesen’e ait,  Mediha Şen Sancakoğlu’nun  seslendirdiği “ saymadım kaç yıl oldu sen ellerin oldu olalı”i şarkısı çalmaz mı?
"Saymadım kaç yıl oldu sen ellerin olalı
Bilmem yüzün güldü mü, ayrıldık ayrılalı
Beni sorarsan eğer,gönlüm hâlâ yaralı
Bilmem yüzün güldü mü, ayrıldık ayrılalı"

Nutkum tutuldu!
Şaştım kaldım. Böylesine anlamlı, bu  kadar güzel;  güfte, beste, saz ve sözün:   anıtkabiri ziyaret arifesinde , seslendirilimesi  bir   tesadüf olamaz.
Bunda bir hayır var!
Mutlaka, Türk Milletine  vermek istediği,  güçlü bir mesajı  olmalı…
 Müzik eşliğinde, Aslan’lı yola doğru eşimle el ele yürürken; ziyaretçilerin gidiş ve dönüş parkurunda su gibi aktığını görmek; duygulandırdı bizi.
Her yaştan, bir çok ziyaretçi  üzerinde,  hatıra reyonundan yeni alınmış ve hemen oracıkta giyilmiş; Atatürk baskılı tişörtlerle şen şakrak yürüyorlardı.
Belli ki, insanlarımızın  üstüne  karabasan gibi çöken,  umutsuzluk bulutu; Atatürk’ü ziyaret ettikten sonra,  lodos önünde dağılan sis gibi yok olup gitmişti.

Daha ziyaret etmeden Ata’yı bizim yüreğimizde de bir umut filizlendi …
Mustafa Kemal’in Taş kırılır, tunç erir. Ama Türklük ebedidir.” Vecizesi ve “Cumhuriyet ilelebet yaşayacak.” kehaneti canlandı gözlerimin önünde
Adımlarımızı biraz daha sıklaştırdık.
İstiklal ve Hürriyet kulesi arasında kalan aslanlı yola merdivenleri birer ikişer tırmanarak çabucak çıktık.  Girişte bizi kadın ve erkek heykel gurubu karşıladı.
Aslanlı yol Gizemli ve sırlarla bezenmiş bir yol!
Ben detaylara çok girmek istemem.
Girersem kaybolacağımı da bilirim.  
Lakin Aslanlı yolun simgelerle dolu ve sırlar içerdiğini de ifade etmeden geçmek haksızlık olur.
Bu yolda, 24 Aslan yatar!
Her bir aslan “24 Oğuz Boyunu” aslanların çift olması “birlik ve bütünlüğü”, kedi gibi yatmalarıysa “barışseverliği” temsil eder!
Daha fazla bilgilenmek isteyen, tez zamanda, Atatürk’ü ziyaret etmeli. O muhteşem havayı yerinde koklamalı. Aradığı soruların cevabını Ata’dan duymalı.

Ne demiştik?
Baskın seçim kararı, gündeme bomba gibi düştü.
İşte bu bombanın: ülkeye, Türkiye Cumhuriyetine, laik demokrasiye, parlamenter sisteme zarar vermeden imha edilmesi Aslanlı yolda yürüyenlerin boynuna borçtur.
Siyasi parti, etnik köken, din, mezhep farkı gözetmeden; bu coğrafyada yaşayan: Edirne’den Karsa, Sinop’tan Mersin’e bütün milletin ilk görevi: Türkiye Cumhuriyetine, Parlamenter sistem, laiklik ilkesine sahip çıkmak ve onu ilelebet yaşatmak boynunun borcu olmalı.

Şayet muhasır medeniyete yelken açacaksak, rejime sahip çıkmalıyız. Ulu önder Atatürk’ün bir mesajı ver hepimize…

Atatürk diyor ki,Büyük şeyleri büyük milletler yapar.Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur.

İşte, 24 Haziran  seçimleri bizim için çok çok önemli. Ya  Mustafa kemal’in istediği gibi yükselecek, bulutların üzerinde uçmayı seçeceğiz ya da  irtifa kaybedip, yerin yedi kat altında köstebek gibi eşelenmeyi…
Tercih hakkı hepimizin!.

(1)-“Mayıs” tezeğin kurmamış hali!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder