Türkiye’nin sıcak gündemi 24 Haziran
seçimi! Siyaset alev alev sıcak mı sıcak, tutabilene aşk olsun!
Siyasi parti liderleri,
cumhurbaşkanı adayları; nefes nefese il il koşuşturuyor, miting
düzenliyor.
Seçmen heyecanlı;
Özellikle muhalefet in cumhurbaşkanı
adaylarının mitingleri kıpır kıpır!
İktidarın başı, devletin bütün imkânlarını
kullanarak, meydanları yevmiyeli kuru kalabalıkla yığınak yapsa da yığınlar kuru
kalabalık.
Yevmiye ile toplanan kalabalık, aldığı
para kadar coşuyor.
Heyecan yok!
Nasıl olsun?
Muhterem, 16 yıldan beri iktidar!
Ülkenin geldiği, dayandığı yer; beka
sorunu.
En verimli tarım alanı ya da tarla;
ithalat.
Mercimek, nohut, buğday, arpa; hatta sarı
saman bile ithal!
Hani, Musa Eloğlu’nun;
Harmana sererler
sarı samanı
Hiç gitmiyor Emirdağ’ın dumanı
Gel otur yanıma canım sevdiğim
Ayrılık mı olur harman zamanı
Hiç gitmiyor Emirdağ’ın dumanı
Gel otur yanıma canım sevdiğim
Ayrılık mı olur harman zamanı
Diye yanık yanık söylediği, Emirdağ’ı Türküsüne konu olan sarı saman var ya
o bile ithal!
Anadolu yayla, plato ve meralarında hayvancılık
can çekişiyor.
Meralar hayvana, Türk milleti
sağlıklı et yemeye hasret!
Adalet tatile çıktı, hukuk izinli; sokaklarda
uzun namlulu silahlar kol geziyor.
İşsizlik diz boyu!
Ege Denizinde 18 adamıza Yunanistan
çöreklendi, topraklarımız işgal altında.
Döviz gemi azıya aldı, süvari At’a hâkim
olamıyor, her geçen gün yükseklere doğru doludizgin koşuyor.
Ve millet suskun.
Ankaralı Turgut’un “Dili olan konuşuyor”
sözü bitti dili olan suskun konuşamıyor. Kalemi köşesi olan, yazmaya korkuyor.
İktidar’ın diline bir fetö canavarı dolanmış,
kim doğruyu söylerse, iktidara doğru yönü gösterse; fetö ya da PKK canavarını salıyor üstüne.
Şayet, 24 Haziran seçimini
parlamenter rejimi savunanlar kazanmazsa; işte o zaman yandı gülüm keten helva!
İşte o zaman aramızda Nazi rejimi Goering’in
kurduğu gestapo ajanlarının dolaştığını görmek pekte şaşırtıcı olmayacak.
Türkiye, Adolf Hitler’in rejimi ya da Sovyetler
Birliği’nin Dağılmasından önceki rejimi ile tanışmaya ilk adımı atacak; adım
adım ilerleyecek.
Elbette böylesine ilkel bir rejime:
Atatürk’ün zeki diye tanımladığı Türk milletinin, rıza göstereceğine ihtimal
veriyoruz.
Hatta Türk Gençliğinin:
“Ey Türk’ün büyük Ata’sı!
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde
bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi
damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek
azmindeyiz.
Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın,
egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her
yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa
geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi
büyük Türk ulusuna adarız.” Cümleleriyle biten yeminini hatırlıyor ve Türkiye
Cumhuriyetinin Atatürk’ün ifade etiği gibi ilelebet yaşayacağına yürekten inanıyoruz.
İnanıyoruz inanmasına
da bir kere de biz hatırlatalım üstümüze düşen görevi yapalım istedik.
Ve son cümle!
Şairlere ilham, güfte yazarlarına şarkı- türkü
sözü olan sarı sananı ithal edenlerin; yeniden devlet yönetimine talip olmaları
akıl karımı diye sormak milletin hakkı değil mi?
Oy kullanırken, bu soruya mantıklı ve makul cevap bulmalı ve
elimizi vicdanımıza koyarak, tercihimizi yapmalıyız.
Kalemine ve aklına bin yaşa.Düşündüklerimizi bire bie yazmışsınız Allah sizden razı olsun.Ayrıca profilinizde Afyonkarahisar-Ankara yazılı.Hocam Afyonlu musunuz yoksa???
YanıtlaSilMerhaba Halil bey!
SilÖncelikle ziyaretinizden duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.
Satırlarınız, kalemime güç vermiş onurlandırmış; şevkini arttırmıştır.
Teşekkür ederim.
Ben Afyonkarahisar/Emirdağ'lıyım. Çocukluğum çavuş başı mahallesinde geçti.
Lise 1'e kadar Afyon Lisesinde okudum.