GEÇİCİ GÖREV
Yılların uzunmuş gibi görünen yolu, Nil
nehri gibi, sesiz ve derinden ılgın ılgın akar görünse de; günler yüz metre koşan
atlet kadar çok hızlı koşuyordu. Nasıl ki nehrin doğduğu bir kaynak ve ulaşmak
istediği bir okyanus varsa, dönen dünyanın da, kendi içinde sakladığı sırı
insanoğlu elbette bir gün çözecek.
Onun içindir ki şair “Yıllar
ne çabuk geçti o günler arasından, Bir tel saç onun kaldı bütün hatırasından”
demiş ve bu güzel şarkı yıllardır hem gönüllerde, hem de hep dilinde…
Doruk Kıbrısçığa geleli daha kaç gün oldu
ki?
Tam da koltuğuna yeni yeni ısınmış, işleri
rayına oturtmuştu ki, J. Komutanlığından gelen bir emir her şeyi alt üst etmeye
yetti.
Niçin mi?
Basın, uzun bir zamandan beri, Bolu
cezaevinden firar eden Hasan Duman adında ki bir hükümlüyü; allayıp pullayıp,
Bolu canavarı diye manşetine aldı ve aylarca susmadı.
Çapraz
fişeklikli, eli Mavzerli, kaytan bıyıklı hükümlü, Köroğlu geri döndü gibi yakıştırmalarla, manşetten
inmedi.
Bolu Jandarması için, bu manşet hiç hoş değildi
görev zafiyeti bile denebilirdi.
Buna bir çözüm bulmak için, Nevşehir
Komando taburundan, bir tim istenmiş, gelecek timle birlikte; Doruk’ta Bu
firarinin takibine için geçici görevle İl merkez J. Bl. Komutanlığında görevlendirilmişti.
Askerlikte, “emir demiri keser “ çok sık
kullanılan bir deyimdir. Doruk için yapacak bir şey yoktu! Emir demiri kesmişti bile.
Geçici görev emir kendine tebliğ
edilince, küçük bir valiz hazırladı, ertesi
gün, Hamdi’nin 5 kişilik mavi Jeepiyle Bolu’nun
yolunu tuttu.
Öğleye vakti, Bolu İl Merkez J. Bölük
Komutanlığına intikal etti. Önce bölük ve karakolda görevli rütbeli personelle
tanıştı.
Bölük Komutanı, Üsteğmen Çizmeli, Merkez Karakol Komutanı Astsubay
Salar, Doruğa Hasan Duman’la ilgili bilmesi gereken kısa, özet bilgi aktardı.
Tanıştığı rütbeli personel arasında
Doruk’tan daha deneyimsiz, daha çömez biri yoktu.
Kendi kendine, erken pişeceksin çocuk, kurda kuşa yem olma
dikkatli ol cümleleri dökülüverdi dudaklarından.
Sonra,
elindeki valizi, bölük girişinde çift ranzalı Nöbetçi Subaylığı odasına bıraktı.
Karakol Komutanı Salar’ın odasına takıldı…
Onunla işten fırsat buldukça, sohbet ettiler.
Cezaevi firarisini konuştular, basın,
büyütmüş Duman’ı. J.Genel Komutanlığı bu kaçağın yakalanmasını ve basının
gündeminden düşmesini istiyormuş.
Sırf bu yüzden, komando timi
görevlendirilmiş.
Nevşehir Komando Tabur Komutanlığından
görevlendirilen Jandarma timi de, akşama kalmaz, intikal edermiş. Saların
akşama kalmaz dediği Tim, Kaiser pickupla mesai bitmeden, nizamiye
kapısından içeri girdi. Tanışma
sırası şimdi onlardaydı.
Gazetelerin, Bolu Dağlarının korkusuz
adamı diye manşet attığı, Hasan Duman’ı takip etmek, nasıl bir duygu? Yaşanarak
görülecekti.
O akşam istirahat edildi. Ertesi sabah,
Mesai başlamadan, motorize olarak hem bölgeyi tanıma hem de firariye teslim
olma fırsatı yaratmak için, köy köy baskın yapıldı ve komandonun bölgede
varlığı hissettirildi.
Tim bir hafta için görevlendirilmişti. 1
Hafta boyunca gece gündüz demeden, harekât devam etti. Yeri geldiğinde, arazide
konaklıyorlardı.
Bir hafta da çabucak geçiverdi. Tim
aldığı emir gereği, birliğine geri döndü. Doruk İl Merkez J.Komutanlığında istirahate
çekilmişti ki, gece vakti (?)bir geldi.
Hasan Duman bu gece sabaha karşı köye
gelecek diye ihbarda bulundu. Palan pandıras hazırlandılar. 4 kişilik bir tim
oluşmuştu. Belli bir bölgeye kadar arabayla gidildi, sonra yaya olarak
ihbarcının evine gece yarısı intikal edildi.
Ramazan ayı içindeydi, bir gece-iki gece/
üç gece; ha geldi ha gelecek diye, firarinin gelişi hep aynı evde pusuda kalındı.
Ne gelen var ne giden. 3. Günün sabahı
tan yeri ağarmadan pusu kaldırıldı, kimseye görünmeden köyden çıkıldı.
Birliğe ger dönüldü. Bu arada, C.
Savcılığı, Kayseri’ye Mahkûm sevki için bir müzekkere göndermiş. Bu görevi
Doruğa önerdiler. Hiç beklenmedik bir fırsattı. Kendisi için başlı başına bir
deneyim olacaktı, görevin üstüne balıklama atladı.
Sevk evrakları, harcırah, otobüs bileti
temini falan derken, gün çabucak bitmişti. Ertesi sabah Cezaevinden Mahkûmları
teslim aldı, terminalden otobüse ve ver elini Kayseri. Yolculuk başlamıştı.
Sevk yolculuğu bayağı keyifli geçti.. Yorucu
olmasına rağmen, sağ salim, vukuatsız mahkûmları aynı gün, yerine teslim
etmenin tadını çıkarttı.
Bir
gece Kayseri Jandarmasına misafir oldular. Ertesi gün geri dönüş ve Bolu’ya intikal. Heyecanlı
bir macera filmi izler gibiydi yaşananlar.
Sevk dönüşü, yorulmuş erken yatmıştı
Doruk! Gece yine daha önce gelen muhbir gelmiş, ihbarda bulunmuş ve gece İl
Merkez Bölük K.lığı rütbelileri Duman’ı yakalamak için göreve gitmişti. Doruk,
sabah olanları öğrenince, kendi kendine kızdı ve doğrudan Alay Komutanına çıkıp,
beni buraya Takip için görevlendirdiniz, bu gece takibe gitmişler ve beni
götürmediler. İzin verin, ben birliğime döneyim dedi. Alay komutanı, sen yoldan geldin diye
almadılar. İstersen bugün birliğine git yarın geri dön dedi. Doruk hiç düşünmedi,
bir gün bir gündü Kıbrısçığa gitti.
Ertesi gün sabah erkenden Bolu’ya döndü, Kıbrısçık
durağından, ana caddeye çıktığında, Takibe giden, Jandarma timinin arabası
sözleşmişler gibi önünden geçti. Sokakta insanlar jandarma Bolu Canavarı Hasan
Dumanı, vurmuş diye konuşuyordu.
Hızlı adımlarla, İl Merkez J. Bl. Komutanlığına
gitti. İçeri girdiğinde herkesin keyfi yerindeydi. Alay komutanı, Bölük Komutanı, Karakol Komutanı
hepsi bir aradaydı ve operasyonu konuşuyorlardı. Doruk bir süre olup biteni
izledi, sonra takip bittiğine göre ben birliğime döneyim önerisi getirdi. Alay
Komutanın keyfi yerindeydi, bir hafta izinlisin, sonra birliğine dönersin, izin
kâğıdını personel şubeden alırsın deyiverdi. Böylece geçici görev mükâfat izniyle
sona ermişti. Daha önce, Bolu Canavarı/ İkinci Köroğlu diye yere göğe sığdıramayan
yazılı basın; ertesi gün: Su Testisi Su Yolunda Kırıldı, ”BOLU CANAVARI’NI”
Jandarma öldürdü diye manşetten verdi.
…/…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder