16 Aralık 2017 Cumartesi

Adaletin Bu Mu Dünya

Amerika'nın Tüccar Başkanı; Donald Trump Dünyanın gözlerinin içine baka baka, Filistin’i ateşe verdi.
Bir yanda her türlü gelişmiş silahla donatılmış profosyönel İsrail askeri, karşılarında taşla haklarını arayan, Filistinli garip çocuklar.
Gel de” Adaletin Bu Mu Dünya” türküsünü çığırma!
 “Güvenemem Servetime malıma, Ümidim Yok Bugün İle Yarına, Toprak Beni De Basacak Bağrına” mısralarıyla başlayan bu Anadolu türküsü:
“Adaletin Bu Mu Dünya
Ne Yar Verdin
Ne Mal Dünya
Kötülerinsin Sen Dünya
İyileri Öldüren Dünya”
Nakaratıyla devam eden sözler,  sanki bu gün Filistin’de merminin üzerine taşla giden, daha reşit olmamış; 13-14 yaşındaki çocuklar için yazılmış ve bestelenmiş!
Gerçekten, adaleti var mı şu yalan Dünya'nın?
Kapatalım gözlerimizi,  bir topaç olarak görelim dünyayı ve vuralım kamçıyı dünyanın yüzüne!
Dünya dönsün tersine.
Kurulduğu günden beri, sahtekârlar, katiller, açgözlü tüccarlar, eşkıyalar, şakiler at koşturmadı mı üstünde?
Yoksullar, fakirler, güçsüz ve kimsesizler ya esir pazarlarında alındı satıldı ya da ilahlara kurban olarak boğazlandı.Hiç düşündük mü, bu gün değişen ne var?
Birkaç gün önce Donald Trump’ın Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak tanımasına tepki olarak; Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatına İstanbul’da ev sahipliği yaptı.

İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul’da Kudüs’ü konuşurken, sözüm ona bir şeriat devleti olan Suudi Arabistan başka bir İslam devleti, Yemeni bombalıyordu.
Şimdi eğri oturup doğru konuşma zamanı.  
Türkiye’nin ev sahipliğinde, İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın aldığı karar ABD’nin Tüccar başkanına geri adım attıracak güçlü ve caydırıcı bir karar mı?
Devletlerin caydırıcılık ölçüsü, güçlü ekonomi ve güçlü ordu ikilisiyle doğru orantılı olduğunu her aklıselim bilir.
Daha önemlisi dürüst, sözünün eri geri adım atmayan, gerçek devlet adamı profilide olmazsa olmazıdır.
Bir Kızılderili Atasözü:“Işığı önüne alda yürü. Gölgen arkandan, ister gelsin ister gelmesin” diyor.
Bu Atasözü ışığında şapkamızı tekrar önümüze koyup yeniden düşünelim ve kendi kendimize soralım.

İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın aldığı karar, ABD’nin Tüccar başkanına geri adım attıracak güçlü ve caydırıcı bir karar mı; sorusuna g kaç kişi özü kapalı evet der.
İçimden bir ses diyor ki iki elin parmaklarını geçmez.
Neden mi?
Alınan kararlar, iç siyasete malzeme, seçmene selam yola devam diye baştan sona gazete manşeti kokuyor.
Gerçekten caydırıcılık istenseydi;
 Filistin’e ve Filistin’i savunacak askerlere; silah, mühimmat, teçhizat, eğitim vs gibi radikal kararlar alınırdı.
Örnek mi istersiniz?
ABD nin yanı başımızdaki PYD/PKK’ya TIR dolusu askeri yardım gönderdiğini, askeri eğitim verdiğini hatırlatmak zannedersem somut örnek oluşturmaya yeterde artar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder