Amerika'nın Tüccar Başkanı; Donald
Trump Dünyanın gözlerinin içine baka baka, Filistin’i ateşe verdi.
Bir yanda her türlü gelişmiş silahla donatılmış
profosyönel İsrail askeri, karşılarında taşla haklarını arayan, Filistinli garip
çocuklar.
Gel de” Adaletin Bu Mu Dünya” türküsünü
çığırma!
“Güvenemem Servetime malıma, Ümidim Yok Bugün
İle Yarına, Toprak Beni De Basacak Bağrına” mısralarıyla başlayan bu Anadolu türküsü:
“Adaletin
Bu Mu Dünya
Ne Yar Verdin
Ne Yar Verdin
Ne
Mal Dünya
Kötülerinsin Sen Dünya
İyileri Öldüren Dünya”
Kötülerinsin Sen Dünya
İyileri Öldüren Dünya”
Nakaratıyla
devam eden sözler, sanki bu gün Filistin’de
merminin üzerine taşla giden, daha reşit olmamış; 13-14 yaşındaki çocuklar için
yazılmış ve bestelenmiş!
Gerçekten,
adaleti var mı şu yalan Dünya'nın?
Kapatalım
gözlerimizi, bir topaç olarak görelim
dünyayı ve vuralım kamçıyı dünyanın yüzüne!
Dünya
dönsün tersine.
Kurulduğu
günden beri, sahtekârlar, katiller, açgözlü tüccarlar, eşkıyalar, şakiler at
koşturmadı mı üstünde?
Yoksullar,
fakirler, güçsüz ve kimsesizler ya esir pazarlarında alındı satıldı ya da ilahlara
kurban olarak boğazlandı.Hiç
düşündük mü, bu gün değişen ne var?
Birkaç
gün önce Donald
Trump’ın Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak tanımasına tepki olarak; Türkiye, İslam
İşbirliği Teşkilatına İstanbul’da ev sahipliği yaptı.
İslam
İşbirliği Teşkilatı İstanbul’da Kudüs’ü konuşurken, sözüm ona bir şeriat
devleti olan Suudi Arabistan başka bir İslam devleti, Yemeni bombalıyordu.
Şimdi eğri
oturup doğru konuşma zamanı.
Türkiye’nin ev sahipliğinde, İstanbul'da toplanan
İslam İşbirliği Teşkilatı'nın aldığı karar ABD’nin Tüccar başkanına geri adım attıracak
güçlü ve caydırıcı bir karar mı?
Devletlerin caydırıcılık ölçüsü, güçlü ekonomi ve
güçlü ordu ikilisiyle doğru orantılı olduğunu her aklıselim bilir.
Daha önemlisi dürüst, sözünün eri geri adım atmayan,
gerçek devlet adamı profilide olmazsa olmazıdır.
Bir Kızılderili Atasözü:“Işığı önüne alda yürü. Gölgen
arkandan, ister gelsin ister gelmesin” diyor.
Bu Atasözü ışığında şapkamızı tekrar önümüze koyup yeniden
düşünelim ve kendi kendimize soralım.
İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın
aldığı karar, ABD’nin Tüccar başkanına geri adım attıracak güçlü ve caydırıcı
bir karar mı; sorusuna g kaç kişi özü kapalı evet der.
İçimden bir ses diyor ki iki elin parmaklarını geçmez.
Neden mi?
Alınan kararlar, iç siyasete malzeme, seçmene selam
yola devam diye baştan sona gazete manşeti kokuyor.
Gerçekten caydırıcılık istenseydi;
Filistin’e ve Filistin’i
savunacak askerlere; silah, mühimmat, teçhizat, eğitim vs gibi radikal kararlar
alınırdı.
Örnek mi istersiniz?
ABD nin yanı başımızdaki PYD/PKK’ya TIR dolusu askeri yardım
gönderdiğini, askeri eğitim verdiğini hatırlatmak zannedersem somut örnek
oluşturmaya yeterde artar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder