Bu yazı, ben nerden geldim, nere
gidiyorum diyen, oku emrine uyan; okuduğunu düşünen ve sorgulayan: yalnız
Allah’a kulluk eden ve kula kul olmayan Âdem ve Havva için kaleme alındı.
Yazı başlığı, inanan inanmayan, ben dünya
insanıyım deme cesareti taşıyan, dünyanın da uzayda yer aldığı gerçeğini fark
eden ve de ben bir uzaylıyım diyenler için; özel olarak seçildi.
Nereden çıktı bu soru, ya da akla
geldi?
Doğrusunu isterseniz, planlanmış,
hazırlık yapılmış bir şey değil. Kalemim sabah gözlerimi güne açtı, daha yüzünü
bile yıkamadan, İSLAM BİTTİ Mİ sorusu gelip, muhabbet kuşunun yerine sağ omzuna
oturuverdi.
Bilirsiniz, misafire kapıyı
göstermek, kalk git demek, bizim geleneklerimizde yok!
Tanrı misafiri deyip kapımızı açtık.
Hoş geldin deyip,, acı kahvesini yaptık ve eline tutuşturduk.
O kahvesini yudumlarken, kahve
yapmak ikram etmek kolay da, karnını nasıl doyuracak, ne pişirecek ne
yedireceğiz diye düşünmek kaleme düştü.
Ne ikram edeceğimizi inanın ne ben
bilmiyorum ne de kalem. Bizim bir atasözümüz,” Misafir umduğunu değil bulduğunu
yer” diyor.
Görelim bakalım tencereye ne girer,
masaya ne gelir. Bilirsiniz misafir kısmetiyle gelir deyimi de bizim.
Farkındayım laf uzadı, kendi
kendimize konuşmaya daldık, kahvesini
yudumlayan misafiri koltukta yalnız bıraktık; bize sorulan soruyu unuttuk.
Şimdi lafı toparlayıp sadede gelme
vakti...
İsterseniz söze önce “İslam” deyince
aklımıza ne gelmeli sorusuna kısa öz lügate girmiş bir tanımla
başlayalım
.-İslam =Teslimiyet demekmiş!
-Kime?
- Elbette Allah’a.
-Niçin?
-Çünkü Kul kula teslim olmaz, insan
insana biat etmez.
Niçin mi?
Allah İnsanı yarattı, kendi ruhuna
bağladı. İsterseniz siz bağladı yerine ruhunu üfledi de diyebilirsiniz.
Mademki insan ruhen Allaha bağlı ve
yaratılışı itibariyle Allah’ın halifesi, öyleyse: insan Allahtan başkasına kul
olmaz.
Kandırılmaz, köle olarak alınıp
satılmaz, cinsiyet ayrımı, din mezhep farkı, renk ve ırk/ etnik köken farkı
gözetilmez.
Çünkü tüm insan dil din ırk etnik
köken farkı gözetilmeksizin Allahın Halifesidir.
Yalnız Allah’ın kuludur.
Kimse kendini, İlah yerine
koyamaz!
Hele bir de İslam ya da mümin
geçiniyorsa, ağzından kem söz çıkmaz. Kimse kimsenin malına, canına namusuna,
göz dikmez.
Komşusu açken o tok uykuya dalmaz.
İslam Peygamberi Hz Muhammed (a.s) buyurmuş
ki “Mümin, bütün insanların emin olduğu kimsedir”
Şimdi sormak isterim, içinde
bulunduğumuz İslam coğrafyasında, bırakın bütün insanları mümin müminden emin midir?
Evet diyen kendi kendini kandırır.
İsterseniz lafı çok uzatmayalım.
Önce, Ege Deniz’ine bir soru,
soralım. Evveliyatını bir tarafa bırakıp, 2 bin üç yılından günümüze; kendini İslam
kabul eden kaç kadın, çoluk çocuk, erkek; İslam olmayan ülkelere kaçmak
isterken, canından malından olmuş.
Keşke dile gelse de konuşsa Deniz! Elbette
deniz sussa zabıta kayıtlarına girenleri statiksel olarak bulmak zor değil.
Değil de bizim amacımız, istatistik
sayılarla uğraşmak değil kendini inanan kabul edenleri düşünmeye davet.
Düşünelim ki, var mıyız yok muyuz
bilelim istedim. Bir başka ifadeyle felsefe yapmanın yolunu açalım dedim.
Elbette İslam Bitti mi diye sorunca,
Hz Muhammed’in (s.a) dini İslam bitmeyecek.
Belki doğru anlaşılmasına bir vesile olabilir.
Şimdi hep birlikte gözlerimizi
kapatalım. Irak ve Suriye’de yaşanmış, yazılı ve görsel basına düşmüş: IŞİD-El Kaide DEAŞ ve bunun gibi birçok terör
gurubunun besmele çekerek, Allah büyüktür (Allah’u Ekber) diyerek hızarla
kesilen başları gözlerimizin önünde canlandıralım.
Bu vahşeti gördükten sonra, İslam
buysa biz İslam değiliz diyen insanların, haletiruhiyesini gözlerimizin önünde
canlandırmak, çok da zor olmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder