Nasıl
anlatacağımı bilemedim gördüğüm düşü
Bilemem
yeter mi anlatmaya kurduğum cümle
Kalbinde
aşk ateşi tutuşan kor olan her bir canlı
Anlatmaya
korkar Âdem’e akan suya döker düşü
Başımı yastığa koyduğum sıradan bir gece
Hülyalarım gerçekleşti mucize döndü düşe
Halikarnas balıkçısı
sağ olsa şaşırırdı bu işe
Beklide keramet bizde değil
Kadıkalesin’de
Kimi gördüğümü merak ediyorsunuz biliyorum
Ne giymiş nasıl tıraş olmuş bi dökebilsem tuvale
Üstünde takım
elbise renk koyu ütü jilet diyebilsem
İhtişamı nasılda kamaştırdı gözlerimi bir
bilsen
Dokunacak kadar
yakındım gül kokulu tenine
Hiç çekinmeden
nübüvvetiyle hitap ettim kendine
Çevirdi başını müşfik bir gülüşle baktı yüzüme
Ne zaman
istersen görüşelim deyiverdi özüme
En çok
saçına sakalına kılık kıyafetine nazar ettim
Arasına tek
tük ak düşmüş siyah saçları gür başta
Yeni kalkmış berber koltuğundan olmuş ense tıraşı
Sağlığındaki gibi gül kokuyor
biraz karışık lavanta
Üzerindeki takım
elbiseyi görenin dudakları uçuklar
Utanır bu çağda kundura giyen kefiye
takan Araplar
Rüyalar gerçek
olsa, ebediyete intikal eden geri gelse
İslam geçinenleri tereddütsüz
dinden çıkartır ve atar
Necati Kavlak
02.09.2018
Manisa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder