Bu gün kuracağım ilk cümleleri, Saadettin Kutlu’nun sözlerini yazdığı,
Muzaffer Sarısözen’in bestelediği Van yöremize ait muhteşem bir türkünün
nakarat sözleriyle, tamlayarak başlamak istiyorum
Cümlelere eklediğim tamlama
mısralarını, cümle ile birlikte değerlendirmeli ve özünüze göre
yorumlamalısınız.
TBMM bombalandığı Tarihin yıl
dönümüne 2 haftadan daha az kaldı!
Bizim Eller Ne Güzel Eller…
İktidar mensuplarının birbirleriyle
övme yarışına girdiği, yere göğe
sığdıramadığı; gizli ortağı FETÖ canavarını: kendi elleriyle yetiştirip
büyüttüğünü unuttu!
Söylesin Şirin Diller…
Ve iktidar; gizli kardinal, CİA
ajanı Gülen’in, devleti ele geçirme, cumhuriyeti yıkmaya kalkışma tarihini:
Bayram ilan etti.
Oynasın Koç Yiğitler!!!
Vah vah ki ne vah!
İktidarı elinde bulunduranların,
karalar bağlayacağı, utançtan kimsenin yüzüne bakamayacağı; yerin dibine girse,
yüzündeki kızarmayı gizleyemeyeceği olayı, bayram diye millete yuturacak!
Ne acı değil mi?
Türkçebilgi; bayramı,“Dini ve milli bakımdan ehemmiyeti
olan, milletçe her sene kutlanan gün veya günler.” Diye tanımlamış.
TBMM bombalanması, askerimizin içine teröristin sızması,
TSK elegeçirmesine ramak kalana kadar, sızmadan haberdar olunmaması; Türkiye
için kutlanması gereken ehemniyetli bir gün müdür?
Keşke kalkışmayı bayram ilan etmeden önce, bir ayna karşısına geçseler ve yüzlerine şöyle canı yürekten bir baksalardı.
Geçmişte gizli kardinal hakkında
nasıl övgü yarışına “www.veliagbaba.com” girdiklerini canlı izleselerdi; iyiyi kötüden ayırabilen, iyilik etmekten
lezzet alan, kötülükten elem duyan manevi his: cumhuriyet
için yüzkarası olan bir günü asla bayram ilan etmezdi.
Tabii vicdanları
varsa!!!
Türkiye’nin göğsünü gere gere kutlayacağı
o kadar çok bayramı var ki, yazmakla bitmez. Mesela 30 Ağustos zafer bayramı,
Türk milleti için gerçek bir bayram!
Düşman içinse tarihinde koca kara bir leke!
Veya 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı, Edirne’den Van’a, bu ülkede
yaşayan herkesin tüylerini diken diken eden, göğsünü kabartan kutlu bir BAYRAM!
Kutla kutlayabildiğin kadar.
Elbette yazıya bütün milli
bayramlarımızı sıkıştırmayacağım. Zaten kalkışmayı bayram ilan edenler, milli bayramlarımızı
kutlamamak için her seferinde ipe serecek bir avuç un buldular.
Ve sırf bu kin ve kişiliklerinden
dolayı, yüzlerinin kızarması gereken utanç günlerine; bayram diyorlar.
Şimdi hep birlikte, herkesin zihninde var olan, bir türlü
cevap bulamadığı birkaç soruyu kendi kendimize soralım ve cevabını yine
kendimiz verelim.
Türkiye Cumhuriyetini
2002 yılından bu tarafa kim yönetiyor? Elbette köylü Mehmet Ağa!
Türk Silahlı Kuvvetlerine sızan fetöcü onca Sb. ve
Astsb’yı ihtilal yapacak güce ulaşıncaya kadar neden görmediniz?
Böyle absürük soru
sorulur mu?
Kuvvet komutanlıklarına atanan çakma Generallerin, üçlü atama kararnamesinde
kimlerin imzası var?
Sarı çizmeli, Mehmet emminin!
Gördünüz mü?
Birkaç basit soruyla,
gerçek sanıklara ulaştık. Fetö canavarını yaratan sarı cizmeli köylü Mehmet
ağadır.
Onlar tek tek toplanmadan, kodese tıkılmadan, bu sorun
asla çözülmez, tehlike de ortadan kalkmaz.
Demem o ki, sarı çizmeli köylü Mehmet Ağa ve onun sapana
koşulmuş boz öküzleri tarladan çıkmadan,
bu tarla beklenen ürünü vermez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder