Sevgili;
Cumhuriyet Çocukları, değerli Atatürk
Gençliği; kökleri Altaylara uzanan, Ergenekon destanı yazan; Türk
Milliyetçileri!
Ulusalcı
Vatanperver ve de Anadolu'nun 7.
Bölgesinde yaşayan, Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimiyle, “Ne Mutlu Türküm Diyene”
diyebilen: değişik kültür ve etnik kimliği benimsemiş, “Aziz Türk Milleti”!
Bu
yazımda, aydınlanmış insanların asırlardır
bildiği, aydınlanmak isteyenlerin tanışmak için can attığı “SIR”dan söz etmek istiyorum.
Sır da nereden çıktı diyenlerin yüzündeki
gülümsemeyi görüyor, dudağından dökülen soru işaretli cümleleri işitiyorum.
Tarih
boyunca, bir çok adem oğlu “SIR”la tanışmış. Onu yakın dost ve arkadaş
edinmiş! Hata Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçeleri’ni “SIR’I” bilenler yaratmış.
Ayrıca
” Hz Adem, Hz İbrahim, Hz Musa, Hz İsa, Hz Muhamed’ ’” ve adını
bile bilmediğimiz bir rivayete göre 124 bin peygamberde sır sahibiymiş.
Filozof unvanı verdiğimiz bir çok bilim ve ilim adamı, felsefeci dediğimiz düşünürler, .Veliler,
Evliyalar, şairler de var, sır’ı bilenler arasında.
Çığ
gibi yeni bir nesil doğuyor; “Sır”ın
aydınlattığı bilim dünyasına!
Elbette
Nebilikle şereflendirilen, nübüvvet verilen, Peygamberlikle şereflendirilenlerin
o unvanları da inkar etmiyor bilim!
İlmin hedefinde:unvanların ucunda var olan gerçeğin altını çizmek; güçlü
bir projöktörle, bilişim çağına ışık tutup, yolu aydınlatmak var.
Sır’ı
öğrenmez, bilimden ayrı düşerse insanlık; bilenler bilmeyenleri, özellikle İslam dünyasında; şimdi olduğu gibi, bundan sonrada, koyun sürüsü yerine koyma
ve sürüye çobanlık etme cehaleti sürecek, insanlık karanlığa yolculuk edecek!
Allah'ın Halife olarak yarattığı, insanları kul; kendilerini halife diye
yutturacak maymunlar türeyecek, muhasır
medeniyete giden yolda saman yanacak,
her yer toz duman olacak.
Bilirsiniz”
Kurt Dumanlı Havayı Sever” atasözü bizim.
Şimdi lafı daha çok uzatmadan, sadede gelelim.
Öncelikle,
bu yazıyı yazmaya neden ihtiyaç duyduğumu açıklamalıyım.
Anadolu’nun
çok ama pek çok değerli ve mümtaz İnsanları! Hepimiz biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti iyi yönetilmiyor.
İktidarı elinde
bulunduranların Atatürk karşıtlıkları, Cumhuriyete olan sadakatsizlikleri, parlamenter
rejimi içlerine sindirememişlikleri, milletimize kan ağlatan terör
örgütleriyle yan yana, iç içe basına düşen: resim, video ve benzeri
neşriyatları paylaşarak;kimimiz bilerek bir çoğumuz da bilmiyerek, paylaşım yaparken;
devleti yönetim biçimlerini, iktidar
anlayışlarını, rejime karşı tavırlarını: onaylamadığımız ve paylaşmadığımız düşüncenin, değirmenine oluk oluk su taşıyoruz.
Kim
mi Diyor?
Filozof Bob ProcTor,
Metafizikçi Dr Joe Vıtale, Girişimci ve Parakazanma uzmanı John Asaraf, Filozof
Dr, JOHN DEMARTINI veya Psikolog Dr DENIS WAITLEY vs vs o kadar çok ki, hangi
birisini Sayayım?
Elbette epsini saymayacak,
isimlerin verdiğim aydınlanmış bilim adamlarından birkaç örnekle yetineceğim.
İşte
kim diyor, sorusuna kısa birkaç cevap!
BOB
PROCTOR Diyor ki ,“muhtemelen yerinizde oturmuş “sır nedir?” diye merak
ediyorsunuz”.
Ve
devam ediyor:
“Hepimiz mutlak bir güçle çalışırız. Hepimiz
kendimizi aynı yasalarla yönlendiririz. Evrenin doğal yasaları o kadar kesindir
ki, uzay mekikleri yapmakta zorlanmayız. İnsanları Aya gönderebiliriz ve iniş
anını saniyelik hesaplarla ayarlayabiliriz.”
“Her nerede olursanız olun, İster
Hindistan, ister Avusturalya,, Yeni Zelanda, Stockholm, Londura, Toronto,
Montreal ya da New York olsun hepimiz aynı güçle çalışırız”.
Tek bir Yasa'yla.
Çekim yasası.
Sır,
Çekim Yasasıdır!”
“Hayatınızda yaşanan
her şeyi siz kendiniz, hayatınıza çekiyorsunuz. Ve bunları aklınızdaki
imgelerin etkisi sayesinde çekiyorsunuz. Önemli olan ne düşündüğünüz.
Aklınızdan ne geçiriyorsa onu kendinize çekiyorsunuz.”
Mıke Dooley’da: “Düşünceler somutlaşır” diyor…
John ASSARAF “En çok neyi düşünüyorsanız o o
olursunuz, aynı zamanda en çok neyi düşünüyorsanız onu çekersiniz”.
BOB PROCTOR: “Eğer bir şeyi zihninizde canlandırabiliyorsanız, onu
elinizle de tutacaksınız demektir” demiş.
Zannedersem anlatmaya
çalıştığımı gerçeği ucundan kıyısından da olsa bir nebze olsun aydınlattığımı
ifade edersem yanlış olmaz.
Kaldı ki: Farkındalığın yazarı OSHO, Sahip Olmak Ya Da Olmamak’ın yazarı ERICH FROM, Şimdidin Gücü’nün yazrı
ECKHART TOLLE hep aynı
şeyi yazıyor ve okuyucusunu uyandırmaya çalışıyor.
Milletin uyanmasını
istemeyenler kim biliyor musunuz?
Diyanet işleri başkanlı başta olmak üzere, Türkiye’yi yöneten ve
kendilerine muhafazakar diyen devşirmeler. Kalemim edebinden devşirme dedi!
Okuyucu o sözcük yerine aynı anlama
gelen zenginleştirilmiş sözcükler koyabilir.
Farkında mısınız? Türkiyeyi 2 bin 2 yılından beri, aynı kadrolar yönetiyor! Bu kadro iktidara geldiğinde; 81 İlden sadece birkaç
ilde OHAL uygulaması kalmıştı. Ve iktidarın
15. Yılında Türkiye geneli ve 81 il OHAL’SİZ ile yönetilemez hale gelmiştir.
Sözün özü ne diyorum
biliyor musunuz, kılavuzu karga olanları, sosyal medyada paylaşmayalım. Onları
aklımıza getirip, çekim yasası alanına almayalım. Bu memleketi onlardan daha
iyi yöneteceğine inandığımız kimseleri düşünelim, paylaşalım.
Hatta biraz daha ileri
gidelim, haber bültenlerinde de iktidar konuşmacılarına yer vermeyelim. Göreceksiniz
ki hem biz rahat edeceğiz hem onlar küçülecek yok olup gidecekler.
Bu fikirleri onaylıyor ve katılıyorum.kula kulluk etmeyip erçek halife olan kendimiz gibi davranmalıyız.
YanıtlaSil