5 Şubat 2019 Salı

Adaların Issız Tenha Yolları




Doruk, kahvaltısını yaptı, çayını içti; Panayot’a kahvaltı için teşekkür etti, müsaade istedi!
Panayot “Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır” atasözüyle kendinden hiç beklenmeyen kıvrak performans gösterdi.
Ne acele ediyorsun?
Daha konuşacaklarımız bitmedi.
Bu akşam arkadaşlarınla birlikte Afradodit’e davetlisiniz, size kendi yaptığı yıllanmış şaraplardan ikram etmek istiyor.
Doruk,
Afrodit’te kim?
Panayot,
Kahveyi dönünce ilk ev var ya o evde oturuyor.
Yaşlı, ak saçlı, güler yüzlü bir madam.
Doruk şaşırmıştı.
Arkadaşlarla konuşmam lazım. Ne derler bilmiyorum. Evet derlerse ben sana haber veririm.
Evet derlerse diye bir şey yok!
Ben de geleceğim,.
Gülümseyerek sizi madamla yalnız baş başa bırakmayacağım.
Gelmezseniz madama ayıp olur dedi.
Kendi adıma evet ama arkadaşlarım adına söz vermek bana düşmez. Sen birkaç dakika buradan ayrılma dedi ve kalktı.
Hızlı adımlarla eve girdi.
Arkadaşları da uyanmış, dışarı çıkmak için hazırlanıyorlardı.
Doruk!
Beyler size bir müjdem var diye girdi söze.
Müjdem var sözü etkili olmuştu. 4 arkadaşı da hazırlanmayı bırakıp, dikkat kesilmişlerdi.
Biraz önce bir davet aldım. Kahvenin yanında oturan Madam Afrodit akşam bizi yemeğe davet etmiş.
Panayot söyledi.
Mutlaka gitmek gerekirmiş. Haaa unutmadan söyleyeyim bize kendi yaptığı yıllanmış şaraptan da ikram edecekmiş…
Önce şaka yaptığımı zannettiler sonra, olur neden olmasın dediler. O zaman ben gidip haber vereyim dedi ve geri kahveye gitti.
Konuştum arkadaşlarla.
Gelecekler, saat kaçta gideriz?
Bizim ne yapmamız gerekir? Akşam yedi gibi ben sizi kahvede beklerim. Sizi bir şey yapmayın. Dedi kahveden ayrıldı.
Doruğun neşesi yerindeydi, işler tıkırında gidiyordu.
Bir gün önce, pınarın başında Helena ile muhabbet etmiş, ertesi gün sabah arkadaşlarıyla birlikte yemeğe davet edilmişti
Kapı komşusu Agapios’un katırla getirdiği odunlarla, bahçede yaktığı ocakta; odunlar çıtır çıtır yanıyordu.
Kazandaki su da ısınmaya başlamıştı.
Daha ne olsun?
Akşam ola hayır ola…
Doruk, kendi kendine: “Adaların ıssız tenha yolları, boynuma dolandı yârin kolları, menekşeler hep kaplamış yolları, aman Allah yolları” diye mırıldana mırıldana evin yolun tuttu.!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder