Kıbrısçık’ta kış mevsimi oldukça çetin
geçti. Dağ taş diz boyu kardı. Doruk, ilk kış mevsimini geçirirken, Bolu ormanını, Köroğlu belindeki çam
ağaçlarını, kara bürünmüş haliyle görünce,
yalnız genç kızlar gelinlik giymez çamlar da gelin olurmuş diye aklından
geçirdi.
Kara bürünen çam ağaçları, kuaförden çıkan gelin adayı genç kız gibi
beyazlar içinde süzülüyordu.
Hangi tepeye baksan, bayramlık
kartpostal kadar güzel! Kar altındaki dağları, tepeleri, dağ eteklerini
izlemek, insana hem huzur, hem de anlatılamayacak kadar mutluluk aşılıyor.
Tepeden tırnağa, beyaza bürünmüş
çamın, gelinlik kızdan terk farkı yüzünde allık, tırnağında ojenin olmaması mı
diye geçti içinden…
Kış boyunca emniyet ve asayişte sakin
geçti. Ocak şubat mart ayları deliksiz kar altındaydı ilçe. Nisan gelince,
eriyip gitti hiç kalkmayacak gibi yatan kar.
Kır çiçekleri karın kalkmasını
bekliyormuş. Nisanın 15’i olmadan kırlar, kır çiçekleriyle bezen-iverdi. Ortalık ısınınca kışın uyuşukluğunu üstünü
atmak isteyen, ilçe bürokrasisi de bir hafta sonunu için gezi düzenledi.
Tabi ki geziye evli barklı olan
davetliydi.
Doruğa nöbetçi olmak düşmüştü.
Adliyede sorgu hakimi, Hükümet
tabipliğinde zaten tek doktor vardı ve o
da zorunlu nöbetçiydi.
Cumartesi sabahı Abant gezisine
katılacaklar sabah erkenden yola çıktı.
Doruk her zamanki gibi kendisi
rutinleşmiş işlerle uğraşıyordu.
Sabah saat 11 00 sularında, Makam
odası penceresinden, bölük bahçe kapısından, uzun boylu kara yağız, siyah
ceketli, siyah süvari pantolonlu beyaz gömlekli bir vatandaşın, telaşla içeriye
girdiğini gördü.
Kendi kendine, hayırdır inşallah; bu
geliş pek tekin görünmüyor diye bir düşünce geçti aklından. Tam da o sırada
kapı çalındı, vatandaş içeri giriverdi.
İçeri girer girmez, ilk sözü komutanım
bir adam öldürdüm. Teslim olmaya geldim demek oldu.
Sonra elini beline attı.
Tabancasını çıkarttı ve masanın üstüne
sakince koydu.
Doruk şaşkın lakin soğukkanlıydı.
Geç hele şöyle otur dedi.
Sonra zile dokundu, nöbetçiye bize iki
çay getir dedi. Tabancayı aldı, önce şarjörü içinden çıkarttı, sonra ağzında
mermi olup olmadığını kontrol etti.
Bu arada çaylar gelmişti.
Sanık başladı anlatmaya, komutanım ben
Kuzca köyünden Sakin! Daha önce işlediğim bir suçtan bolu ceza evinde yattım.
Cezamı çekip çıkmıştım. Köye döndüğümde, köy halkından Celalin eşime tecavüz
ettiğini öğrendim. Irz düşmanını, ibreti alem olsun diye çeşme başında vurdum ve teslim olmaya geldim
dedi.
Doruk keşke vurmadan önce gelseydin!
Ceza evinden yeni çıkmışsın şimdi
yeniden içeri gireceksin. Ama yapacak bir şey yok! Olan olmuş dedi, İfadesini
aldı, Suç aleti tabanca için bir tutanak hazırladı.
Gerekli prosedürü tamamlayıp sanığı
nezarete aldı…
Sonra kalktı adliyeye gitti, Sorgu Hekimine
olup biteni yüz yüze anlattı.
Hâkim bey, ben Hükümet tabibini alıp
geliyorum, sen de hazırlan gidip otopsiyi yapalım dedi. Doruk bölüğe döndü, yanına iki er aldı. Kendine görev yazdı bekledi. Hükümet tabipliğinin hizmet aracıyla Kuzca
köyüne gidildi.
Maktul, Başında köy bekçisi, köy
muhtarı ve toplu halde köy halkının arasında çeşme başında yatıyordu.
Gider gitmez kalabalık dağıtıldı.
Sadece teşhis için bir yakını, köy muhtarı ve bekçisi kaldı. Doruk daha önce hiç otopsiye tanık olmamıştı.
Kendi kendine bu otopsiyi baştan sona
izlemeliyim, hem ceset görmeye alışırım hem de tecrübe kazanırım diye aklından
geçirdi.
Dediğinde yaptı, yaptı emme içi dışına
çıkacak hale geldi. Her halde bundan sonra hiç yemek yiyemem diye geçiyordu
aklından.
Otopsi bitti, ceset yakınlarına teslim
edildi. Muhtara görgü tanıklarını alıp karakola gelmesi talimatı verildi. Olay
yerinden geri dönüş başladı. İlçe hükümet tabibi Özcan Bey ve Hâkim Safter Bey
çok rahattı. Kurt gibi acıktıktan söz ediyorlar ne yiyeceklerinin hesabın
yapıyorlardı. Doruk duramadı, ben her halde üç gün bir şey yiyemem, siz adamı
kestiniz biçtiniz hiçbir şey olmamış gibi yemeden içmeden söz ediyorsunuz. Bunun
sırrını bana da anlatır-mısınız diye sordu. Safter Bey, sen otopsiyi izlerken
bir adamın kesilip biçildiğini izledin.
Hâlbuki biz otopsi yaparken, kurbanlık
bir kuzu, ya koç kesip biçtiğimizi düşündük ve onun için midemiz bulmadı. Kaldı
ki bir daha bu tür olayla karşılaştığında sende rahat olacaksın diye tecrübe
eksiklini özetleyiverdi.
Ertesi gün, sanıkla ilgili, tanık
ifadeleri de tamamlanıp sanık suç aletiyle birlikte mevcutlu olarak haki huzura
çıktı ve tutuklandı.
|
12 Şubat 2020 Çarşamba
J.NIN NOT DEFTERİ/ 3 İLK CİNAYET
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder