12 Şubat 2020 Çarşamba

J.NIN NOT DEFTERİ/ 3 İLK CİNAYET




Kıbrısçık’ta kış mevsimi oldukça çetin geçti. Dağ taş diz boyu kardı. Doruk, ilk kış mevsimini geçirirken,  Bolu ormanını, Köroğlu belindeki çam ağaçlarını, kara bürünmüş haliyle görünce,  yalnız genç kızlar gelinlik giymez çamlar da gelin olurmuş diye aklından geçirdi.
Kara bürünen çam ağaçları,  kuaförden çıkan gelin adayı genç kız gibi beyazlar içinde süzülüyordu.
Hangi tepeye baksan, bayramlık kartpostal kadar güzel! Kar altındaki dağları, tepeleri, dağ eteklerini izlemek, insana hem huzur, hem de anlatılamayacak kadar mutluluk aşılıyor.
Tepeden tırnağa, beyaza bürünmüş çamın, gelinlik kızdan terk farkı yüzünde allık, tırnağında ojenin olmaması mı diye geçti içinden…
Kış boyunca emniyet ve asayişte sakin geçti. Ocak şubat mart ayları deliksiz kar altındaydı ilçe. Nisan gelince, eriyip gitti hiç kalkmayacak gibi yatan kar.
Kır çiçekleri karın kalkmasını bekliyormuş. Nisanın 15’i olmadan kırlar, kır çiçekleriyle bezen-iverdi.  Ortalık ısınınca kışın uyuşukluğunu üstünü atmak isteyen, ilçe bürokrasisi de bir hafta sonunu için gezi düzenledi.
Tabi ki geziye evli barklı olan davetliydi. 
Doruğa nöbetçi olmak düşmüştü.
Adliyede sorgu hakimi, Hükümet tabipliğinde zaten tek doktor vardı ve  o da zorunlu nöbetçiydi.
Cumartesi sabahı Abant gezisine katılacaklar sabah erkenden yola çıktı.
Doruk her zamanki gibi kendisi rutinleşmiş işlerle uğraşıyordu.
Sabah saat 11 00 sularında, Makam odası penceresinden, bölük bahçe kapısından, uzun boylu kara yağız, siyah ceketli, siyah süvari pantolonlu beyaz gömlekli bir vatandaşın, telaşla içeriye girdiğini gördü.
Kendi kendine, hayırdır inşallah; bu geliş pek tekin görünmüyor diye bir düşünce geçti aklından. Tam da o sırada kapı çalındı, vatandaş içeri giriverdi.
İçeri girer girmez, ilk sözü komutanım bir adam öldürdüm. Teslim olmaya geldim demek oldu.
Sonra elini beline attı.
Tabancasını çıkarttı ve masanın üstüne sakince koydu.
Doruk şaşkın lakin soğukkanlıydı.
Geç hele şöyle otur dedi.
Sonra zile dokundu, nöbetçiye bize iki çay getir dedi. Tabancayı aldı, önce şarjörü içinden çıkarttı, sonra ağzında mermi olup olmadığını kontrol etti.
Bu arada çaylar gelmişti.
Sanık başladı anlatmaya, komutanım ben Kuzca köyünden Sakin! Daha önce işlediğim bir suçtan bolu ceza evinde yattım. Cezamı çekip çıkmıştım. Köye döndüğümde, köy halkından Celalin eşime tecavüz ettiğini öğrendim. Irz düşmanını, ibreti alem olsun diye  çeşme başında vurdum ve teslim olmaya geldim dedi.
Doruk keşke vurmadan önce gelseydin!
Ceza evinden yeni çıkmışsın şimdi yeniden içeri gireceksin. Ama yapacak bir şey yok! Olan olmuş dedi, İfadesini aldı, Suç aleti tabanca için bir tutanak hazırladı.
Gerekli prosedürü tamamlayıp sanığı nezarete aldı…
 Sonra kalktı adliyeye gitti, Sorgu Hekimine olup biteni yüz yüze anlattı. 
Hâkim bey, ben Hükümet tabibini alıp geliyorum, sen de hazırlan gidip otopsiyi yapalım dedi.  Doruk bölüğe döndü, yanına iki er aldı.  Kendine görev yazdı bekledi.  Hükümet tabipliğinin hizmet aracıyla Kuzca köyüne gidildi.
Maktul, Başında köy bekçisi, köy muhtarı ve toplu halde köy halkının arasında çeşme başında yatıyordu.
Gider gitmez kalabalık dağıtıldı. Sadece teşhis için bir yakını, köy muhtarı ve bekçisi kaldı.  Doruk daha önce hiç otopsiye tanık olmamıştı.
Kendi kendine bu otopsiyi baştan sona izlemeliyim, hem ceset görmeye alışırım hem de tecrübe kazanırım diye aklından geçirdi.
Dediğinde yaptı, yaptı emme içi dışına çıkacak hale geldi. Her halde bundan sonra hiç yemek yiyemem diye geçiyordu aklından.
Otopsi bitti, ceset yakınlarına teslim edildi. Muhtara görgü tanıklarını alıp karakola gelmesi talimatı verildi. Olay yerinden geri dönüş başladı. İlçe hükümet tabibi Özcan Bey ve Hâkim Safter Bey çok rahattı. Kurt gibi acıktıktan söz ediyorlar ne yiyeceklerinin hesabın yapıyorlardı. Doruk duramadı, ben her halde üç gün bir şey yiyemem, siz adamı kestiniz biçtiniz hiçbir şey olmamış gibi yemeden içmeden söz ediyorsunuz. Bunun sırrını bana da anlatır-mısınız diye sordu. Safter Bey, sen otopsiyi izlerken bir adamın kesilip biçildiğini izledin.
Hâlbuki biz otopsi yaparken, kurbanlık bir kuzu, ya koç kesip biçtiğimizi düşündük ve onun için midemiz bulmadı. Kaldı ki bir daha bu tür olayla karşılaştığında sende rahat olacaksın diye tecrübe eksiklini özetleyiverdi.
Ertesi gün, sanıkla ilgili, tanık ifadeleri de tamamlanıp sanık suç aletiyle birlikte mevcutlu olarak haki huzura çıktı ve tutuklandı.



                                                                                  .../...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder