4 Ekim 2020 Pazar

Aynur Ali!


Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’a yaptığı “Barış” harekâtı zaferle sonuçlanmış, Kıbrıs Ada topraklarının %38 ele geçirilmişti. Ada iki ayrı bölgeye ayrılınca; daha önce bir arada yaşayan, Türk’ler Güney’de,  Kuzey’de yaşayan Rum’lar da, Kuzey’de göçmen durumuna düşmüştü.

Sayıları yüz binlerle ifade edilen, özellikle Güney Kıbrıs’taki Türk Nüfus için, can ve mal güvenliği risk altındaydı…

Harekât sonrası: Türkiye, Kıbrıs ve Yunanistan arasında başlatılan, mekik diplomasisi, uzun bir maratondan sonra, meyvelerini vermeye başladı.

Güney Kıbrıslı bir kısım Türkler doğrudan kuzey Kıbrıs’a göç ederken, bir kısmı da Önce Adana’ya sonra misafir edilmek üzere, belli il ve ilçelere dağıtıldı.

Arsuz Bucak merkezinde, Devlet Demir Yollarına ait teşkilatlı, bir kampın mevcudiyeti,  Kıbrıslı Türk Göçmenlerin bir bölümüne kısa süreli de olsa ev sahipli yapma kapısını araladı.

Mevsim itibariyle kapalı olan kamp, Hummalı bir çalışmayla kısa sürede misafir kabul edecek- ağırlayacak hale geldi.

DDY kamp işletmeci personeli, Bucak Müdürü ve Bucak J. Takım Komutanı bu organizasyonda da bir fiil görev aldı.

Adana’dan otobüslerle gelen misafirler, motellere sırayla yerleştiriliyordu. Doruk, olay yerine yanında askerlerle gitmiş, hem kargaşayı önlüyor hem de, itiş kakışa meydan vermiyordu.

Otobüsten inen aileler, nüfus sayısına göre motel tahsis ediyor ve yerleştiriliyordu. Akdeniz’in göbeğinde, Türkiye’nin burnun dibinde; Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımızı görünce hayal kırıklığına uğradı Doruk! Türkçeyi. Rum şivesiyle konuşuyorlardı…

Özelliklede gençleri anlamakta güçlük çekiyordu. Hâlbuki Doruk İmroz’da görev yapmış, İmroz’u Rumlarla çok rahat diyalog kurabilmiş, arkadaş edinmişti.

Kendi kendine geçmiş ve içinde bulunduğu gerçeği analiz ederken, arka sırada bekleyenler arasından bir hanım, kuyruktan ayrıldı koşarak Doruğun yanına geldi.

-Rum aksanıyla (Ne yazık ki o aksanı yazıya dökemiyorum)

-Komutanım ben Aynur Ali! ( Kıbrıslı Türklerin soyadı yoktu.  Aile soyadı yerine eşinin adını kullanıyordu)

-Benim eşim uluslar arası sporcuydu.

-Ne yazık ki eşimi kaybettim.

-İki çocuğum ve yaşlı bir annemle evimizi ocağımızı terk etmek zorunda kaldık. Bana yardımcı olur musun? dedi…

-Doruk Aynur Ali’nin yanına iki asker verdi, Otobüste ne eşyası varsa, annesini ve çocuklarını alıp gelmesi için gönderdi. Onlar gelene kadar, motel tahsisi yapan görevlilerden rica etti, 4 kişinin rahat kalacağı bir moteli de tahsis ettirdi.

Aynur, biri kız biri oğlan 10/12 yaşında İki çocuğu ve yaşlı annesiyle motele yerleşti. Gözlerinin içi gülüyordu. Çocuklar sevinçten uçacaktı.

Yaşlı Hanımın ise minnettarlığı yüzünde okunuyordu. Doruk Aynur Âliyi eşiyle de tanıştırdı. Kontrol için ne zaman kampı uğrasa; mutlaka bu aileyi ziyaret etti. Hatırlarını sordu.  Bir ihtiyaçları olup olmadığını öğrendi. İhtiyaçları olduğunda mutlaka çözüm üretti. Yaklaşık üş ay sonra, bu ailelerin tamamı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Topraklarına, yani ana yurtlarına döndüler.


                                                                                 …/…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder