Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’a yaptığı “Barış” harekâtı zaferle sonuçlanmış, Kıbrıs Ada topraklarının %38 ele geçirilmişti. Ada iki ayrı bölgeye ayrılınca; daha önce bir arada yaşayan, Türk’ler Güney’de, Kuzey’de yaşayan Rum’lar da, Kuzey’de göçmen durumuna düşmüştü.
Sayıları
yüz binlerle ifade edilen, özellikle Güney Kıbrıs’taki Türk Nüfus için, can ve
mal güvenliği risk altındaydı…
Harekât
sonrası: Türkiye, Kıbrıs ve Yunanistan arasında başlatılan, mekik diplomasisi,
uzun bir maratondan sonra, meyvelerini vermeye başladı.
Güney
Kıbrıslı bir kısım Türkler doğrudan kuzey Kıbrıs’a göç ederken, bir kısmı da
Önce Adana’ya sonra misafir edilmek üzere, belli il ve ilçelere dağıtıldı.
Arsuz
Bucak merkezinde, Devlet Demir Yollarına ait teşkilatlı, bir kampın
mevcudiyeti, Kıbrıslı Türk Göçmenlerin
bir bölümüne kısa süreli de olsa ev sahipli yapma kapısını araladı.
Mevsim
itibariyle kapalı olan kamp, Hummalı bir çalışmayla kısa sürede misafir kabul
edecek- ağırlayacak hale geldi.
DDY
kamp işletmeci personeli, Bucak Müdürü ve Bucak J. Takım Komutanı bu
organizasyonda da bir fiil görev aldı.
Adana’dan
otobüslerle gelen misafirler, motellere sırayla yerleştiriliyordu. Doruk, olay
yerine yanında askerlerle gitmiş, hem kargaşayı önlüyor hem de, itiş kakışa
meydan vermiyordu.
Otobüsten
inen aileler, nüfus sayısına göre motel tahsis ediyor ve yerleştiriliyordu.
Akdeniz’in göbeğinde, Türkiye’nin burnun dibinde; Kıbrıs’ta yaşayan
soydaşlarımızı görünce hayal kırıklığına uğradı Doruk! Türkçeyi. Rum şivesiyle
konuşuyorlardı…
Özelliklede
gençleri anlamakta güçlük çekiyordu. Hâlbuki Doruk İmroz’da görev yapmış,
İmroz’u Rumlarla çok rahat diyalog kurabilmiş, arkadaş edinmişti.
Kendi
kendine geçmiş ve içinde bulunduğu gerçeği analiz ederken, arka sırada
bekleyenler arasından bir hanım, kuyruktan ayrıldı koşarak Doruğun yanına
geldi.
-Rum
aksanıyla (Ne yazık ki o aksanı yazıya dökemiyorum)
-Komutanım
ben Aynur Ali! ( Kıbrıslı Türklerin soyadı yoktu. Aile soyadı yerine eşinin adını kullanıyordu)
-Benim
eşim uluslar arası sporcuydu.
-Ne
yazık ki eşimi kaybettim.
-İki
çocuğum ve yaşlı bir annemle evimizi ocağımızı terk etmek zorunda kaldık. Bana
yardımcı olur musun? dedi…
-Doruk
Aynur Ali’nin yanına iki asker verdi, Otobüste ne eşyası varsa, annesini ve
çocuklarını alıp gelmesi için gönderdi. Onlar gelene kadar, motel tahsisi yapan
görevlilerden rica etti, 4 kişinin rahat kalacağı bir moteli de tahsis ettirdi.
Aynur,
biri kız biri oğlan 10/12 yaşında İki çocuğu ve yaşlı annesiyle motele
yerleşti. Gözlerinin içi gülüyordu. Çocuklar sevinçten uçacaktı.
Yaşlı Hanımın ise minnettarlığı yüzünde okunuyordu. Doruk Aynur Âliyi eşiyle de tanıştırdı. Kontrol için ne zaman kampı uğrasa; mutlaka bu aileyi ziyaret etti. Hatırlarını sordu. Bir ihtiyaçları olup olmadığını öğrendi. İhtiyaçları olduğunda mutlaka çözüm üretti. Yaklaşık üş ay sonra, bu ailelerin tamamı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Topraklarına, yani ana yurtlarına döndüler.
…/…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder