Hani
şair diyor ya, “nasıl geçti habersiz, o güzelim yıllarım”
hayat gerçekten, bazen gözyaşı, bazen de içli bir şarkıya benziyor.
Mevsimler bir birini
kovaladı, yine çiçekler açtı.
İnsanlar dört mevsimi doğada görür, doğada
yaşarken, kendi içinde kopan şiddetli fırtınadan habersiz yaşar. Çiçek açtığını
fark etmez, yaprak döktüğünden habersizdir.
Jandarma teşkilatının
hazan mevsimi Mayıs!
Atamalar ilkbaharın son ayında personele duyurulur.
Onlar, göçmen kuşlar gibi yeni yerlerine,
Haziran ayında uçar.
Doruk Kıbrısçığa
geleli göz açıp kapatıncaya kadar iki yıl geçti. İki yıl birlikte çalıştığı,
Meslektaşı Katlının tayini Van’a çıktı.
Atama emri gelince, dairede
serin buruk bir rüzgâr esti. Bahar
havası gitti, hazan mevsimi, sanki geri döndü.
Bölük Komutanına
atama emri tebliğ edilirken, yerine vekâlet etme yetkisi Doruğa verilmişti. Zaten
Bölükte Katlı ve Doruktan başka rütbeli personel yoktu.
Doruk
göreve başladığında, görevde olan yardımcısı Ömer, Vekâleten İdari işlere alınmış, adli evrakta yaptığı bir hatasını, meslekten
ihraç edilerek ödemişti.
Sözün
kısası, Katlı Van'a atanınca, Bölük Komutanlığı, Karakol Komutanlığı, Bölük İdari
işler ne varsa Doruğa ihale edildi.
Burukluk
çok sürmedi.
Atama emrini alan Katlı ilk önce, veda ziyaretlerine başladı. Bir yandan da, evini topladı, denkleri hazırladı.
Atama emrini alan Katlı ilk önce, veda ziyaretlerine başladı. Bir yandan da, evini topladı, denkleri hazırladı.
O
denkleri hazırlar, veda ziyaretine devam
ederken, Doruk, hem günlük işleri aksatmadan yapıyor hem de, iki yıl birlikte
çalıştığı, meslektaş ve ağabey dediği Katlı için veda gecesi hazırlığı yaptı..
Hazırlıklar
tamamlandı, İlçe kaymakamı, Savcı, Hâkim,
Orman Bölge İşletme Müdürü, orman bölge şefleri velhasıl ilçede kamu görevlisi
kim varsa davetliydi.
Veda
yemeğine, özel mazereti olan birkaç memur dışında katılım tam kadroydu. Orman İşletme müdürlüğünün kocaman salonu
dolmuştu.
Bir
uçtan öbür uca sofra, baştan sonra, soğuk sıcak ara sıcak ve
herkesin damak zevkine hitap edecek yiyecek, içecekle donatılmıştı.
Hani Halk Türkümüz- Kekliği düz Ovada Avlayalım’da; söz yazarı “Buyrun arkadaşlar davetim var benim Herkes kesesinden yesin
içsin saltanatım var benim, Aslı
yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim” demiş ya; tam da o hesap, Doruk'ta herkesin kesesinden
yiyip içtiği davette, hiçbir masraftan kaçınmamıştı.
Herkes yedi içti eğlendi, yolcu Allah'a ısmarladık derken, kalanlar iyi
yolculuklar diledi.
Vedalaşma
bitti, saat 2400 gösterirken davetliler dağıldı.
Her zaman olduğu gibi Orman işletme müdürlüğünün neyzeni dilli kavalıyla davetlilere unutulmaz keyifli dakikalar yaşattı.
Her zaman olduğu gibi Orman işletme müdürlüğünün neyzeni dilli kavalıyla davetlilere unutulmaz keyifli dakikalar yaşattı.
Elbette her gecenin bir sabahı olduğu gibi, bu
gecenin de bir sabahı vardı. Birkaç gün sonra göç yüklendi, tekerlek döndü ve
yolculuk başladı.
Nemlenen gözler, sallanan eller ve buruk
tebessümle, doruk yeni personel gelip göreve başlayana kadar kelaynak kuşu gibi bir süre yalnızdı.
…/…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder