17 Nisan 2017 Pazartesi

1197 No’lu Sandık

     
            

İçimizde bir umut yeşermişti. Onca baskıya, tehdide rağmen cumhuriyete sahip çıkacak, Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini, bir diktatöre ve dikta rejime;  bırakmayacakdık!
Bu halis duygularla, eşim, oğlum güle oyna, el ele oyumuzu kullanmak için 1197 No’lu sandığa gittik.
Sandığın başı tenhaydı!  Yığılma yoktu. Görevlilere, seçmen bilgi kağıdını ve kimlik kartlarımızı verdik. Oy pusulamızı ve zarfı alıp kabinlere geçtik.
Oy kullanma işlemi beş dakika sürmedi.  Memleketimiz için hayırlı olsun deyip ayrıldık.
Daha ilkokul öğrencisiyken öğrenmiştim, oy kullanmanın vatandaşlık görevi olduğunu.
Bu bilinçle sandık açıldığında da oy sayım ve ayrımı yapılırken; sandık başında olacak, oyumuza sahip çıkacaktım.
Kendime verdiğim sözde durdum. Saat 16-50’de sandık başındaydım. Kısa süre bekledikten sonra, sandık açıldı.
Zarfların içinden oy pusulaları çıkartıldı. Önce oylar toplu halde sayıldı, sonra tercihler ayrılıp tutanaklara geçti.
Oy Tasnifi: 105 Evet 256 Hayır 6 Geçersiz 44 kullanılmayan olarak sayılmıştı.
Oy tasnifinden sonra, sandığın başından; vatandaşlık görevini eksiksiz yapma huzuruyla, vicdanı rahat ayrıldım.
Eve gelip haberleri izlemeye başlayınca, keyfim kaçtı moralim bozuldu; sahip çıkamamıştık sandığa attığımız oylara, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete!
Göz göre göre çaldılar; çocuklarımızın geleceğini, torunlarımızın istikbalini.
İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Aydın, Diyarbakır, Muğla, Edirne Kırklareli, Iğdır Artvin gibi birçok il hayır dedi.
Üç büyük il’in seçmen sayısı Herkesin malumu!
Buna rağmen Referandum sonucunu fark küçükte olsa evet çıkartmayı başardılar.
Tarafsız kalacağına namusu şerefi üzerine yemin edenler,  sandık güvencesini temin etmekle hukuki sorumluluğu olanlar; milletin gözlerinin içine baka baka yarınlarımızı çaldı!
Vardır Bunda da Bir Hayır! Ne demişler “Görelim Mevla’m Neyler, Neylerse Güzel Eyler”…
Kur’an-ı Kerim’i Müzzemmil surasi 4. Ayetin emrettiği üzere; gece kalkıp anlayarak birçok kere okudum.
Tevrat’ı, Zebur’u, İncil’i okudum/ inceledim. Zerdüş’ü, Buda’yı, Budizm’i inceledim.
Hiçbir kutsal kitap ve inançta, yalan söyle, insanı kandır demiyor. Çal çırp hedefine ulaş ayeti yok!
Çok merak ediyorum; kendilerini Müslüman diye tanımlayanlar hangi kitaba inanıyor?
Benim okuduğum hiçbir semavi kutsal kitapta iktidarın millete reva gördüğü şeyin hiç biri yazmıyor.
Tarih boyunca Türkleri, düşmanları yok edilmek istenmiş; birçok kez tuzağa düşürmeyi başarmış, asla yok edememiştir. 

Türk Milleti her seferinde küllerinden yeniden doğmayı başarmıştır. İnanmayanlar kaynağı Çin arşivleri olan, Bozkurt destanlarını açıp tekrar tekrar okumalı.
CIA ajanı Grant Fuller’in  sınırı değişecek orta doğu ülkeleri projesinde rol alanlar asla Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü bozamayacak.
Yazın bir köşeye! Bu kara günleri bu millet arkasında bırakmayı başaracak.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder