İnsan olan insan yapışır kalır mı
dolduramadığı bom boş koltuğa
bekler mi
koltuğun altından çekilip alınmasını
yan komşumuz da örnekleri yaşanır
gerçek demokrasilerde
çeker gider başarısız olan
yerini bırakır bir bilene erk’i
her gün onca kan
onca göz yaşı ve sonsuz acı
her hal ve keyfiyette
başarısızlık diz boyu
matematik fen tarih sıfır
kayıp gidiyor vatan avucumuzun içinden
coğrafya perişan
toprak kayıyor her an heyelan
başa bela cehalet
zannediyor kendini Donkişot kahraman
kurtuluş savaşı yapıyorlarmış yel değirmenleriyle
gülüyor Donkişot kim bilir kaç asır sonra
atı Rosinenta’nın kuyruklarıyla azizliklerine
hangi yön ve istikametten esse rüzgar
uçuyor havada saman çöpü gibi
savruluyor fırtınada tavuk yeleği misali
bakmıyorlar hiç aynaya
bir baksalar
görecek gerçek cüceliklerini
dev aynasında fil görüyorlar pireliklerini
fil zannediyorlar kendilerini
halbuki Fil’in çamura bastığı ize düşseler
izde boğulacaklar
kahraman olmak için de
ilim irfan öğrenmeli bilmeli insan
doğma fikirlerle
ancak rüyasında uçar insan
hani akmayacaktı
anaların o güzel gözlerinin yaşı
uşaklar soysuzlar satılmışlar yılanlar
yine kana buladı Beşiktaş’ı
karıştı Dicle’nin Fırat’ın seline
onca ananın göz yaşı
taştı sığmıyor kabına Dicle Fırat
geçmiyor hiç acısız bir gün
kesildi davul sesi bitti düğün...
dolduramadığı bom boş koltuğa
bekler mi
koltuğun altından çekilip alınmasını
yan komşumuz da örnekleri yaşanır
gerçek demokrasilerde
çeker gider başarısız olan
yerini bırakır bir bilene erk’i
her gün onca kan
onca göz yaşı ve sonsuz acı
her hal ve keyfiyette
başarısızlık diz boyu
matematik fen tarih sıfır
kayıp gidiyor vatan avucumuzun içinden
coğrafya perişan
toprak kayıyor her an heyelan
başa bela cehalet
zannediyor kendini Donkişot kahraman
kurtuluş savaşı yapıyorlarmış yel değirmenleriyle
gülüyor Donkişot kim bilir kaç asır sonra
atı Rosinenta’nın kuyruklarıyla azizliklerine
hangi yön ve istikametten esse rüzgar
uçuyor havada saman çöpü gibi
savruluyor fırtınada tavuk yeleği misali
bakmıyorlar hiç aynaya
bir baksalar
görecek gerçek cüceliklerini
dev aynasında fil görüyorlar pireliklerini
fil zannediyorlar kendilerini
halbuki Fil’in çamura bastığı ize düşseler
izde boğulacaklar
kahraman olmak için de
ilim irfan öğrenmeli bilmeli insan
doğma fikirlerle
ancak rüyasında uçar insan
hani akmayacaktı
anaların o güzel gözlerinin yaşı
uşaklar soysuzlar satılmışlar yılanlar
yine kana buladı Beşiktaş’ı
karıştı Dicle’nin Fırat’ın seline
onca ananın göz yaşı
taştı sığmıyor kabına Dicle Fırat
geçmiyor hiç acısız bir gün
kesildi davul sesi bitti düğün...
Necati Kavlak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder