20 Kasım 2019 Çarşamba

SANAL SÖYLEŞİ



Bugün keyifli bir söyleşiyle huzurlarınızdayım. Nasıl heyecanlı olduğumu anlatamam. Konuya nasıl gireceğimi de bilmiyorum. Daha işin başında sürçülisan edersem affola diye söze başlamak istiyorum.
 İlimizin Aynaali isminde bir mekânı var.
Nezih bir yer!
Kahvesi, çayı, sultan çayı ile ünlü.
Nargile ile arası iyi olanlar da buraya olta atar.
Tavla sevenler,  doktoru, emeklisi, emeklinin biti kanlısı, hali vakti yerinde esnaf; hoşsohbet-muhabbet etmek isteyen soluğu bu mekânda alır.
Burada zaman öldürür ya da zaman onu…
Şeytan beni de dürttü. 
Avare avere dolaşıp durma, git biraz kulağının pası silinsin, hem Türk sanat müziği dinle, hem tavla seyret diye aklımı çeldi.
İtiraz etmedim, olur dedim gittim.
İyi ki de gitmişim.
Kapıdan girer girmez,  eskiden KRT’ TV de “Sorguluyorum” programını yapan,  şimdi Zanka medya’nın kurucusu Ferit Atay’da orada değil mi?
Gözlerime inanamadım.
Hem de bir koltukta tek başına oturuyor.
Yanında kimse yok!
Elinde bir bardak tavşankanı çay! Kendi kendime, bu fırsat kaçmaz dedim ve rotayı Atay’a çevirdim.
-Ferit Bey, hoş geldin!
-Hoş bulduk!
-Tanışıyor muyuz?
-Siz beni tanımazsınız, ben sizi tanıyorum. Ayrıca Facebook arkadaşıyız.
  Gülümsedi.
-Buyurun oturun, diyerek karışında yer gösterdi.
 Oturdum.
  İzmir’de işi varmış, geçerken Manisa’yı da görmek istemiş. Onun için buradaymış.
-İyi ki buradasınız dedim!
- Niçin diye sordu, ben sizi gökte ararken yerde buldum. Uzun zamandır yaptığınız programları hayranlıkla izliyorum. 
Sorguladığınız, Emekli Amiral, Türker Ertürk’, Gazeteciler, Selçuk Geçer ve Çetin Ünsalan ve Oğul Aktuna gibi daha birçok kariyerinde uzmanlaşş kişileri, sizin sorguluyorum programlarınızda tanıdım.  
Tarafsız yayıncılık anlayışınızla, karanlığa yaktığınız mumun ışığında, önümüzü görmeye başladık.  Meşalenizle aydınlattığınız yolda,  yolunu kaybedenlerin pusulası oldunuz.
 Doğrusunu isterseniz bazen sizi kıskanıyorum. Bazen de benim gibi sıradan bir vatandaşı sorgulamadığınız için kızdığım da oluyor dedim.
-Gülümsedi ve haklısınız dedi. Sonra,  takdir edersiniz ki uzun soluklu programlar yapmak, reyting toplamak çok kolay değil. Biz program yaparken, önce ne kadar dinleyiciye ulaşacağımızın hesabını yaparız. Onun için donanımlı uzmanlara ihtiyaç duyar ve ekrana onlara çıkartmayı tercih ederiz.
 Birde RTÜK denen Demokles'in kılıcı sallanır durur başımızda. Konuşma arasında yanlış kullanılan bir kelime yayıncı kuruluşa, ceza olarak geri döner.
Deyince, bu sefer haklısınız demek düştü bana ve fırsatı gole çevirdim.
Madem siz benim gibi sıradan vatandaşı programa çıkartıp ağırlayamıyorsunuz, izin verin şuracıkta ben size birkaç soru sorayım.
-         Hiç beklemiyordu ki ne soracaksın deyiverdi.
-         Planladığım, hazırladığım bir şey yok, doğaçlama konuşuruz dedim.
-         Türkiye’nin gündemindeki birkaç konuyu değerlendirmenizi isteyeceğim.
-         Peki, konuşalım dedi.
-         Çayları tazelemesi için görevliye işaret ettim, koltuğa biraz daha yaslandım ve yılların sorgulayan yayıncısını sorgulamak için ilk sorumu sordum.
-         Ferit Bey! 
-         Sorularım Türkiye gündemiyle ilgili olacak. Cevap vermek için uzmanlık ister mi onu bilemiyorum.
-         Takdir edersiniz ki Türkiye’nin gündemi çok yoğun ve değişken bazen bir vatandaş olarak takip etmeye yetişemiyoruz.
-         Ben aklımdan geçen soruları size kısa kısa sorayım siz de istediğiniz gibi cevaplayın dedim olur anlamında başını salladı.
HD.-Türkiye’nin en çok konuştuğu konulardan biri de İktidarın başının ABD’ye yapılan ziyaret! Sizin bu konudaki düşüncenizi alabilir-miyim?
FA- Bu Sorunun cevabını, Türk Satan Müziğinin güzide sanatçıları yıllar önce “Ellerim böyle boş Boş mu kalacaktı, Gözümde hep böyle yaş, Yaş mı olacaktı, Aramızda sıra dağlar, Dağlar mı olacaktı” diye vermişti. Bu kadar açık cevap varken başka söz söylemek yersiz ve gereksiz olmaz mı?
HD- Sizce Suriye Meselesi nedir?
FA- Küresel sermayenin tıkır tıkır işleyen projesidir. Ve hedefine UFO hızıyla son sürat yürüyor.
HD- ABD başkanı Donald Trump,  iktidarın başını yaptırım ve Mal Varlığı ile tehdit ediyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
FA- Mal varlığı sır değil. Bunu Mısır’daki sağır Sultan bile biliyor.  Ona sorsanız daha detaylı bilgi verir. Yaptırım tehditleriyse, yazılan bir senaryonun sahne almasıdır.
HD-  Birkaç gün önce, kırbasındaki suyu tüketen adam; "Suriyelileri göndermeyeceğiz" Biz mültecilere 40 milyar doları aşan destek verdik” diye bir cümle kurdu.
Bu ne anlama geliyor?
FA- Bunu anlamayacak ne var?  
Yedi günü 24 saat konuşmaktan aklı karıştı, bir gün önce ne demişti, şimdi ne diyeceğini unuttu.  Bir şey söylemesi gerekiyordu,  Suriyeli mültecilere tutundu. İstemeden gündemi de değişirdi. Şimdi iktidar muhalefet mültecileri konuşuyor.
HD- Kendi Emeklimize verecek paramız yok. Erken Emeklilikte yaşa takılanın hakkını vermezken, Suriyeliye 40 milyar dolar vermekle övünen bir iktidar var.
Sahi iktidar ne yapmak istiyor.
FA- Ne yapmak istediklerini onlar da bilmiyor. Kaptan yorgun, tayfa uzun yolculuk yorgunu, sağlıklı düşünme melekesi bitmiş.
HD-  Ferit Bey, çok vaktinizi aldım.  Söyleşiyi ardışık 2 soruyla bitirmek isterim.
1 Türkiye nereye gidiyor
2- İktidar niçin çuvalladı.
FA-1 İktidar elindeki pusulayı kaybetti. Nereye gittiklerini bilmedikleri gibi hangi yöne gittiklerinden de habersiz sığınacak liman arıyor.
      2 Çuvallamanın sebebi ise çok açık. Anadolu’da Harman vakti hasat edilen ürün, kuyulara gömülür, varsa depoda biriktirilir; artanda çuvallanır.
Çuvallamaktaki yorumu Türk milleti ve seçmeni değerlendirse daha doğru ve sağduyulu bir değerlendirme olur.
HD- Ferit Bey!
Bu anı hiç unutmayacağım, anılarımda başşede olacak.  Bana zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
FA-
Asıl ben teşekkür ederim. Manisa’daki kısa ziyaretimi renklendirdiniz. Evlat, bize iki Türk Kahvesi, sade ve kırk yıl hatırı olandan olsun...
Küçük Not:
Söyleşi Tamamen Hayal Ürünüdür.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder